19 Ocak 2009 Pazartesi

SUSURLUK ve ERGENEKON

Susurluk sanıkları hakkında mahkeme kararını açıkladı. Yargılanan sanıklar kendilerine verilen cezaya hayret ettiler. Sanıklar suçlu olmadıklarına, görevlerini yaptıklarına inanıyorlar.

Susurluk kazasında açığa çıkan neydi?

Kamyonun çarptığı MERSEDES’ te, bir milletvekili, polis müdürü ve aranan bir suçlunun olduğu anlaşılmıştı.

Araçtan sağ kurtulan milletvekili Sedat BUCAK, ilk TV ye çıktığında Abdullah ÇATLI' yı tanıdığını söylüyor, daha sonra ise “onu başka isimle tanıyordum” diye ifadesini değiştiriyor.

Bu olaydan sonra olaylar çorap söküğü gibi gelişti. Fotoğraflar, ilişkiler, yapılanlar medyada yer aldı.

Peki ne olmuştu?

Neler açığa çıktı?

Terörizmle mücadele adına yapılan hukuk dışı uygulamalar.

Bazı kişiler kimliği meçhul kişiler tarafında öldürüldü.

Üstelik öldürülen bu kişiler bırakın öldürülmeyi kendilerine ulaşılması bile çok güç olan ve yasadışı milyonlarca parayı kontrol eden kişilerdi.

Ayrıca, Devlet adına çalıştıklarını ve görevlendirildiklerini söyleyenler, bu yetkilerini kendi çıkarları için kullanmışlar, yasadışı işler, kaçakçılık yapmışlardı. Nereden alındığı ve kime verildiği, nerelerde kullanıldığı belli olmayan silahlar da vardı.

Bütün bunları yapan kişiler üst düzey bazı yetkililer tarafından korunmuş ve kollanmıştı. Kendilerine hiçbir şey olmayacağı söylenmiş, bu işleri yapan kişilerde her şeyi Devlet için yaptıklarına inanmışlardı.

İşte bunun için mahkemenin kendilerine verdiği cezaya hayret ediyor ve yakınıyorlar. Kendilerinin cezalandırılmak bir yana ödüllendirilmeleri gerektiğine inanıyorlar.

Sadece bu kişiler değil birçok kişi buna inanıyor ki ilk yakalandıklarında "TÜRKİYE SİZİNLE GURUR DUYUYOR" diye sloganlar atılıyordu.

Eğer hukuk devletiyiz diyorsak, hiç kimse, hangi görevde olursa olsun, hangi nedenle olursa olsun hukuk dışına çıkamaz.

Hiç kimse, bazı kişileri suçlu, vatan haini ilan edemez, yargıya intikal ettirmek yerine kendisi cezalandıramaz. Eğer bu yapılırsa yarın başkaları da onu suçlu ve vatan haini ilan ederek ayni yöntemle cezalandırır.

Mahkeme kararında belirtildiği gibi yasadışı ilişkilerin çok az bir kısmı açığa çıktı. Esas siyaset bağlantıları ve üst görevde bulunan kişiler açığa çıkarılamadı. Yargılanıp ceza alan bu kişilere bu yetkileri ve görevleri verenler yargılanamadı.

Hangi nedenle olursa olsun, kim olursa olsun hukuk dışına çıkan kişiler yargılanamazsa, cezalandırılamazsa hiç kimse güvencede olamaz.

Ayni şeylerin bir daha olmayacağını kimse söyleyemez.

Bu nedenle milyonlarca kişi her gün saat 21.00 de günlerce ışıklarını söndürdü.

Meydanlara çıktı. "TEMİZ TOPLUM" diye haykırdı. "ÇETELERE HAYIR" dedi. "SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK" diye haykırdı.

Hukuk herkese lazımdır. Kendini yargı yerine koyup bazı kişileri suçlu, vatan haini ilan eden ve kendisi cezalandıran kişiler gün gelir, kendilerine ayni şey yapılmak istenir.

İşte o zaman "HUKUK" diye haykırsalar bile kimseyi yanlarında bulamazlar.

Bu yazıyı 2001 de yazmışım. Bu günde ayni düşünüyorum.

Yasa dışı işler yapanlar, kim olursa olsun, hangi görevde bulunursa bulunsun yaptıklarının hesabını yargı önünde vermeli.

Hele bu yaptıklarını “DEVLETİN KENDİSİNE VERDİĞİ YETKİLERİ KÖTÜ NİYETLE hatta KENDİ ÇIKARI İÇİN KULLANMIŞ İSE” en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır.

ERGENEKON soruşturması ile insanlar neden gözaltına alınıyor, tutuklanıyor?

“Darbe planladıkları” için mi?

Faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulması için mi?

Yoksa AK PARTİ iktidarına karşı muhalefet yapanlara göz dağı vermek, onları sindirmek için mi?

Eğer gerçekten amaç, darbecilerden hesap sormak ve bir daha darbe yapılması engellemek ise;

Önce 12 eylül darbesinin halen sağ olan liderinden hesap sorulması gerekmez mi?.

Eğer amaç, SUSURLUKDA açığa çıkan yasa dışı örgütlenmelerden, faili meçhul cinayetlerden hesap sorulacaksa;

Önce o dönemin başta siyasetçileri ve üst düzey bürokratlarından hesap sorulması gerekmez mi?.

“SUSURLUK KAZASI” ile açığa çıkan yasa dışı örgütlenmenin içinde olanlardan “HESAP SORULSUN” diye milyonlarca kişi, günlerce eylem yapıp eylem yapıp elektriklerini söndürmedi mi?

O gün iktidarda olanlar (bu gün Ak Parti mensuplarının da üyesi ve belli görevlerde olduğu refah yol koalisyon iktidarı) hesap sormadığı gibi, “FASA FİSO, GULU, GULU DANSI” diyenlerden hesap sorulması gerekmez mi?

Yasa dışı örgütlenmelere karışmış, çeteler kurmuş, kendi başlarına veya devletin bazı görevlileri ile birlikte suç işlemiş kişilerle birlikte,

Sanki onlarla yasadışı işlerde ortakmış gibi, aydın, demokrat, düşünce ve fikirlerini söyleyen, yazan, “TEK ORTAK ÖZELLİKLERİ BU GÜNKÜ AK PARTİ İKTİDARINA MUHALEFET ETMEK” olan kişilerde göz altına alınıyor, tutuklanıyor.

İşte kabul edilemeyen bu değil mi?

Bu gün milyonlarca kişi “ERGENEKON SORUŞTURMASI” hakkında;

“YASADIŞI OLUŞUMLARI AÇIĞA ÇIKARMAK, DARBELERİ ÖNLMEK” bahanesi ile,

Aydın, demokrat, insan haklarına saygılı, hukuk devletinin egemen kılınmasını isteyen kişileri baskı altına alınıp korkutulmak istendiğine,

Bunu gören sade vatandaşın “BU TANINMIŞ KİŞİLERE BUNLARI YAPARLARSA BANA NELER YAPMAZLAR” DÜŞÜNMESİNİ, yerleştirmek olduğuna, inanmaktadır.

Bu kaygıları taşıyanlar biliyor ki; Hukuk herkese lazımdır.

Amacın gerçekten “DARBELERİ ENGELLEMEK, TEMİZ TOPLUM” devlet içinde örgütlenmiş "ÇETELERDEN HESAP SORULMAK" olduğuna inansa, hukukun tarafsız ve siyasi iktidarın kontrolünde olduğu kaygısını taşımasa,

ERGENEKON soruşturmasının SİYASAL değil HUKUKİ olduğuna inansa,

Neden karşı çıksınlar? 10.01.2009