4 Ocak 2010 Pazartesi

KURTULUŞ İÇİN TEK UMUT

KURTULUŞ İÇİN TEK UMUT

Yeni yılda daha güzel günler göreceğimizi umudu kaç kişi taşıyor?

İnsanlar o kadar umutsuz ki yarın bile ne olacağını bilemiyor.

İnsanlar ülkemizi yönetenlerden umudu kestikçe, çalışarak, alın teri ve emeği ile refaha kavuşmak, yoksulluktan kurtulma umudunu kaybettikçe, her geçen gün “İŞSİZLİK, YOKSULLUK” azalacağına arttıkça zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olduğu için insanlar “YOKSULLUKTAN KURTULMANIN TEK YOLU, UMUT” olarak şans oyunlarını görüyor.

Pazartesi günleri10 numara, Çarşamba 5 + 1, Perşembe süper loto, Cumartesi sayısal loto, her hafta sonu toto, her ayın 9, 19, 29 unda piyango, her gün at yarışları, bir de iddia. İşimiz hep kumar.

Üstelik iktidarda olan parti AKP yöneticileri faizi, kumarı “Müslüman” inancına göre haram demiyorlar mı?

Türban takanda, takmayanda, oruç tutanda, hacısı da, devlet eliyle kumar oynasın.

Yeter ki; Memur, işçi, işsiz, yoksul iktidardan bir şey istemesin, işsizliğinden, yoksulluğundan, gelir adaletsizliğinden hükümeti sorumlu tutmasınlar.

Benim çocukluğumda, hatta daha 20 – 25 yıl öncesine kadar böyle değildi.

O zaman da ülkemiz zengin değildi.

Zengini da az, fakiri çoktu.

Ancak gelir uçurumu bu kadar büyük değildi.

Çok zengin olanların sayısı çok azdı.

Bunlar, fabrikatör, tüccar, büyük toprak sahibi kişilerdi.

Şehirlerdeki zenginlerin nasıl yaşadıklarını görmez bilmezdik.

Ara sıra gazetelerde haklarında bazı haberler çıkardı.

İlçe, kasaba ve köylerdeki zengin veya varlıklı kişiler de bizim gibi yaşardı.

Belki evleri biraz daha iyi, yedikleri yemekler bizden farklıydı ama bizimle bir aradaydılar.

Biraz vakurdular. Az konuşurlardı. İnsanlar onlara saygı gösterirdi.

Ancak onlar da zenginim diye insanlara tepeden bakmaz, fakirleri hor görmezlerdi. (Doğu ve güneydoğu Anadolu’da toprak ağalarından söz etmiyorum. Bu ülkemizin bu gün de halen kanayan yarasıdır.)

Çocuklarını koleje göndereni de vardı, bizimle ayni okula da.

Fakirlerinde bir umudu vardı.

İnsanlar “ben zengin olayım başkasına beni ilgilendirmez” diye düşünmezdi.

Önce ülkem zengin olsun, bu zenginlikten bana da pay düşer diye düşünürdü.

Yarın bu günden iyi olacağına inanırlardı.

Çocukların umudu vardı “okuyup adam olacağım” diye.

Fakir ve zeki çocuklar devlet yatılı okullarında okuyabiliyordu.

Meslek okulunu, üniversiteyi bitirenler iş bulabiliyordu.

Torpil olmadan başarılı olanlar devlet kademelerinde yükselebiliyordu.

Kimse çok zengin olmak hayali de kurmazdı.

İnsanlar kanaatkârdı.

Çalan, çırpanı, rüşvet alanı, yolsuzluk yapanı vardı ama çok azdı.

Yaptığı yolsuzluk, rüşveti açığa çıkanlar utancından sokağa çıkamaz, terki mekân ederdi.

Bu kişileri bilen, tanıyanlar onların yüzlerine bakmaz, selam bile vermezlerdi.

Peki, şimdi böyle mi?

Neden bu kadar çok işsiz, yoksul var?

Neden insanlar geleceğinden umutsuz?

Nasıl oldu da bu günlere geldik?

Şimdi ülkemiz zenginleşti diyorlar.

Dünyanın en zengin, en kalkınmış 20 ülkesi içinde 17. yiz diyorlar.

Ülkemizin geliri bilmem kaç yüz milyar dolar oldu diyorlar.

Kişi başına milli gelir 10 milyar dolar diyorlar.

Ama gel gör ki;

Ülkemizde her yıl milyonlarca kişi işsiz kalıyor.

Çalışanların çoğu sigortasız ve sendikasız, hiç birinin iş güvencesi yok.

Bunun sorumlusu kim?

Sadece bu gün değil, yıllardır “İŞSİZLİK, YOKSULLUK, YOLSUZLUĞU” önleyemeyen partileri ve liderleri oylarımızla hep iktidar yaptığımız için olmasın?

Solcu, komünist oy vermeyin dediler, sendikalaşmaya izin vermediler, insanların bir araya gelmesini engellediler.

Oylarımızı hep aldılar.

Kendileri zenginleştikçe, bizler yoksullaşmadık mı?

Bu günde ayni oyun oynanmıyor mu?

İşte bu nedenle yeni yıla ancak ve ancak “MİLLİ PİYANGONUN BÜYÜK İKRAMİYESİ” hayali ile giriyoruz.

Bu büyük ikramiye de ya bir kişiye veya en fazla 4 kişiye çıkacak?

Ya geriye kalanlar?

Her şeye rağmen barış ve kardeşliğin egemen olması dileği ile yeni yılınız kutlu olsun. 31.12.2009

Hiç yorum yok: