11 Nisan 2010 Pazar

ANAYASA YAPMAK

DEMOKRATİK (SİVİL) ANAYASA YAPMAK için
BAŞBAKAN SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A SAMİMİ ÖNERİMDİR.

Anayasa tümden değil de sadece bazı maddelerde değişiklikler olacaksa kesinlikle bu günkü gibi olmaz. TBMM de uzlaşma ile olur. Diyelim inat edildi, 330 üzeri oyla kabul edildi, referanduma gidildi. % 35 evet, % 65 hayır çıkarsa ne olacak?

Veya 1000 hatta 100 oy farkla kabul veya ret edilirse ne olacak?

Uzlaşma yoksa değişiklikten vaz geçilmelidir.

Eğer gerçekten samimi iseniz, gerçekten “DEMOKRATİK (SİVİL) ANAYASA” yapmak istiyorsanız, önümüzdeki seçimlerde milletvekili seçimleri ile birlikte “150 – 200 KİŞİLİK ANAYASA YAPACAK BİR MECLİS” için de seçimler yapılabilir.

Bu konuda önerimi 25.08.1997 tarihinde Sayın Ecevit’e yazmıştım. O gün yapılamadı, bu gün siz yapın ve tarihe geçin.

Aşağıda Sayın Ecevit’e gönderdiğim mektubumda kendimce nasıl olacağını açıkladım. Saygılarımla. 23.03.2010 - İbrahim BAYTAK

Sayın BÜLENT ECEVİT
Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı

Toplumun her kesimi ve bütün partiler tarafından 1982 anayasasının değiştirilmesi gerektiği dile getiriliyor. Hatta hiç sivil anayasa yapamadığımız söyleniyor.

TBMM de bir yasanın bile çıkarılması çok güç oluyor. Mecliste uzlaşma ile ve uzun bir çalışmayı gerektiren anayasa değişikliği yapmak çok zor, neredeyse olanaksız.

Bu nedenle yeni bir sivil anayasa yapılabilmesi nasıl olur diye düşündüm. Bulduğum yöntemi size iletmek istiyorum.

1998 yılında büyük olasılıkla genel seçimler olacak. Hatta, yerel seçimlerinde yenilenmesi mümkün. Koalisyon programına göre seçim yasası da değişecek.

Ben diyorum ki; bu seçimlerle birlikte 100 ila 200 arasında birde anayasa yapmak üzere anayasa meclisi de seçilse ve bu meclis anayasayı en baştan yapsa.

Tabi bunun için anayasada bazı değişiklikler yapılması gerekecek. Ancak bütün siyasi partiler yeni ve sivil bir anayasa yapılmasına taraftar olduğuna göre anayasa değişikliği ve buna dair yasanın çıkarılmasında uzlaşma sağlanabilir. Üstelik bu anayasa meclisine seçilecek temsilciler yine siyasi partiler tarafından aday gösterilecek.

Yalnız, seçilecek meclise önerilecek kişilerin toplumun belli kesimlerini belli oranlarda temsil şartı getirilmelidir. Örneğin seçilecek kişiler il temsilcileri değil genel (ülke) temsilcisi olacak. Her parti sendikalardan, odalardan, üniversitelerden, meslek kuruluşlarından v.b. den belirlenecek sayılarda aday göstermeli ve bu meclisin bu şekilde oluşması yararlı olacaktır.

Anayasa meclisi 1 yıl içerisinde yeni bir anayasa yapıp, bu mecliste salt çoğunlukla onaylandığı takdirde halkoyuna sunulabilir.

Eğer halkoyu ile kabul edilirse, bu kez anayasa meclisi tüm yasaları yeni baştan ele alıp yeni anayasa uygun güncel şekilde yeniden yapılabilir.

Bunun içinde anayasa meclisi örneğin 1 yıl daha çalışabilir. Yasaların da yeniden yapılmasından sonra yapılması gereken tüzük ve yönetmelikler hazırlanır ve bunların da tamamlanmasından sonra anayasa meclisinin görevi sona ermiş olur.

Bunun için bazı teknik konular var ki yasa hazırlanırken uzmanlar bunlar için çözüm bulabilir.
Örneğin anayasa meclisi ve TBMM ilişkileri (benim önerim anayasa meclisinin tamamen bağımsız olmalı) anayasanın kabulünden sonra yasalar yapılırken hangi anayasaya göre uygun hareket edileceği v.b. uzmanlar ve siyasi partiler bunları aralarında tartışıp çözüm bulacaklardır. Yeter ki özünde sivil bir anayasa yapılmasında anlaşmaya varılabilsin.

Bu şekilde veya benzeri bir çözüm olmadığı takdirde ne bu günkü nede ileride oluşacak TBMM sinin yeni ve sivil bir anayasa yapması mümkün olmayacaktır.

Bu nedenle ben bu yöntemi uygun olarak benimsedim.

Eğer başka bir yolu varsa onlar denensin ve gerçekleştirilsin.

Saygılar sunar, başarılar dilerim. 25.08.1997 - İbrahim BAYTAK

Hiç yorum yok: