26 Ocak 2008 Cumartesi

RÜŞVET

TÜRKİYE EKONOMİK VE SOSYAL EDÜTLER VAKFI (TESEV) in öncülüğünde ve DÜNYA BANKASI tarafından desteklenen şirketler arasında RÜŞVET ile ilgili araştırma yapılmış. Araştırma sonucu; her 100 kişiden 46 sının rüşvetle iş gördüğü açığa çıkmış. 10 yıl önce RÜŞVET öncelikli sorunlar sıralamasında 8. İken bu gün 2. Sıraya yükselmiş.

İlk sorun enflasyon, 2. Sorun Rüşvet ve 3. sorun işsizlik olarak görülüyormuş. Şirketlerin en çok Trafik Polisine, Gümrükler, Tapu, Polis, Belediye, Hastane ve vergi dairesi rüşvet verdiği açığa çıkmış. Memur istemeden de rüşvet veriliyormuş.

En çok rüşvet verilen kurumlar sırasıyla; Gümrükler, Trafik Polisi, Tapu Daireleri, Belediyeler; Trafik Dışı Polis; Vergi Daireleri - Maliye, Devlet Hastaneleri; Mahkemeler; Elektrik Hizmetleri, Üniversiteler, Silahlı Kuvvetler olduğu araştırmada açığa çıkmış.

Siyasi nedenle ilçe yapılan küçük bir yerde müdürlük yeni kurulmuş, müdür ataması yapılmamış olduğundan müdürlüğe vekalet eden yeni bir memur Çeşme' de katıldığı seminerde arkadaşına, "Benim tayinin Çeşme'ye çıksa mecbur rüşvet alacağım. Maaşım ev kirama bile yetmez" diyordu. Bunu anlatırken öyle mazeretler buluyordu ki şaşarsınız. Kendisine, "korkma senin tayinin Çeşme'ye çıkmaz" dedikçe o "ya çıkarsa" diye ısrar edince, "PEKİ TAYİNİN ÇEŞMEYE ÇIKTI. GEÇİNEMEDİĞİN İÇİN RÜŞVET ALMAĞA BAŞLADIN. 3 - 5 YIL RÜŞVET ALDIN. EV, ARABA, YAZLIK ALDIN. BANKAYA YETERİ KADAR PARA KOYDUN. PEKİ RÜŞVET ALMAKTAN VAZ GEÇECEKMİSİN?" diye sorunca hiç ses çıkarmadan arkasını döndü.

Ne kadar geçim sıkıntısı çekerse çeksin namuslu, dürüst, görevini hakkı ile yapan çok sayıda memur var. Ne yazık ki araştırma sonuçlarında da anlaşıldığı üzere ülkemizde Rüşvet de çok yaygın.

Aslında bunun nedeni sistem ve ne yazık ki sistem rüşvet alan memurların cezalandırılmasını sağlayamıyor. İşini yaptığı herkesten az veya çok bir şey almak, vermeyenin işini yapmamak, bunu başaramazsa işi geciktirmek dilencilik kadar kötü değil midir?

İlk defa rüşvet alan bir memur da ilk defa sadaka isteyen kişiler gibi utanır, sıkılır, verenin yüzüne bile bakamaz. Ancak bir müddet sonra kolayca toplanan paralar birikmeğe başlayınca utanma duygusu kaybolur. Hırs başlar. Sadaka isteyen devamlı hayır dualar mırıldanıp dursa da vermeyenlere içinden lanetler yağdırdığı gibi, işini yaptığı kişiden bir şey koparamayan rüşvetçi memur da öfke küpüne döner, hıncını daha sonraki kişiden çıkarır. O gün hiçbir şey alamadan yaptığı işleri aklına getirip "vermeyenlere bende bundan sonra şöyle yaparım" gibi planlar kurar. Hele akşam topladığı paraları saymak, ertesi gün bütünletip bankaya yatırmak, hesap cüzdanındaki miktarın her geçen gün artması çok zevkli olsa gerek.

Ayni zamanda da insanı insanlıktan çıkaran paranın esiri yapan bir duygu. Ancak hiç niyeti olmadığı halde memuru rüşvet almaya biz de alıştırırız. İşimizi bir an önce yapsın, olmayacak işimizi yapsın diye para, hediye kısaca rüşvet veririz. Çok masumane olarak bazen İŞİMİZ YAPILIP BİTTİKTEN SONRA MEMNUN KALDIĞIMIZ İÇİN de bunu yaptığımız olur. Bu masumane tavrımız zamanla memurlarda alışkanlık yapar istemese de herkesten bir şeyler beklemeye başlar. Vermezlerse kızar. Eğer ortamını bulursa ister. Sonrada karşılık beklemeden iş yapmaz, yapmak istemez.
Bir kurumda amir bunu engelleyebilir.

Ancak daha önce yapılan başka bir araştırmada vatandaşın "ŞİKAYET ETSEM DE BİR ŞEY ÇIKMAZ" çünkü memurlar böyle yapıyorsa amirlerinde haberi vardır düşüncesinde olduğu, bu nedenle bir şeyler verip işini yaptırmanın en kolay yol olduğunu düşündüğü açığa çıkmıştı.

Ne olursa olsun her şeye rağmen dürüst kalan, görevini hiçbir çıkar ummadan yerine getiren, çok büyük paraları elinin tersi ile itip vicdanı ile cüzdanını karıştırmayan geçim sıkıntısı çeken ama hak etmediği hiçbir şeyi almayan namuslu memurlarda az değil.

"RÜŞVET" ne maaşları arttırmakla, ne yasa ile ortadan kalkar. Rüşvet veren olduktan sonra rüşvet alan memurda olacaktır. Eğer vatandaş, olmayacak işi yaptırmaktan, işini herkesten önce yaptırmaktan ve "RÜŞVET" vermekten vaz geçerse memurlar rüşvet alamaz.

Eğer yargı reformu yapılıp, her kim olursa olsun suç işleyen, rüşvet alan, görevini kötüye kullanan kişileri yargılayamazsak rüşveti nasıl önleriz? (2002)

Hiç yorum yok: