KIYAMET

Amazon ormanları alarm veriyor
Dünyanın en büyük ormanları Brezilya’da. Ama Dünyanın akciğeri sayılan bu ormanlar son yıllarda hızla yok oluyor.
Brezilya hükümetinin istatistiklerine göre, Amazon ormanlarından 2002 yılında 23.266 kilometre kare, 2003 yılında ise 23750 kilometre ormanlık alan yok oldu. Toplam büyüklüğü 4.2 milyon kilometre kare olan Amazon’un şimdiye dek yüzde 20’si yok olmuş.
Brezilyalı çiftçiler ormanları alanları yok ederek sürekli olarak tarla açıyorlar. Bilim adamları Amazon’daki ormanlık alanların yitirilmesinin küresel iklime direkt etkisi olacağını vurguluyorlar. Küresel yağış rejiminin bozulmasından başka bölgeye özgü bitki ve hayvanlar türleri de yok oluyor. Bu durum Latin (güney) Amerika’daki ekolojik dengeleri alt üst edebilecek düzeyde.
Brezilya devlet başkanı ülkenin yaklaşık yüzde 60’ını kaplayan Amazon Ormanlarının kurtarılması için yeni önlemler alınacağını açıklıyor. Uydu gözlemleme yöntemi ile ormanların denetim altına alınmasını öngören plan, izinsiz yapılan kesimlere yüksek cezalar getiriyor.
DÜNYANIN İLAÇ DEPOSU
Avrupa kıtasına yakın büyüklükteki Amazon ormanları, oksijen üretimi yeteneği sayesinde dünyanın akciğerleri olarak nitelendiriliyor. Bölge dünyanın tüm bitki ve hayvanlarının yaklaşık yüzde 30’una ev sahipliği yapıyor. Bitki zenginliği sayesinde, Amazon ormanları bir çok ilacın ham maddesini içeriyor. Bir ihtimalle tedavisi bulunmamış bir hastalığın ilacı, Amazon’daki bir bitkinin çiçeklerinde saklı olabilir, ancak bu bölgenin yok olması tıbbi değeri yüksek bir çok ilacın hammaddesinin de yok olması anlamına gelecek.
TARIM FAALİYETLERİ DEĞİŞTİRİLMELİ
Amazon çiftçilerinin tarım alanı açmak için ağaçları kesmesi ormanların bu hızla tahrip edilmesinde en önemli etkeni olarak gösteriliyor. Hayvancılık ve soya üretildi halen bölgede en önemli geçim kaynakları. Bu iki tip faaliyet de geniş ve düzlük alan gerektiriyor. Çiftçiler bu amaçla ağaçları teker, teker kesmek yerine kimi zaman toptan yakma yolunu seçiyorlar. Brezilya hükümetinin bölgede hayvancılığı ve soya üretimi kesmesi ve daha çevre dostu ekonomik faaliyetleri özendirmesi bekleniyor. (Kaynak- İNTERNET-NTV-MSNBC VE AJANSLAR)
OZON TABAKASI
Çeşitli amaçlar için üretilen klorofloro karbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir.
Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır. Atmosferdeki ozonun yaklaşık %90'ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, "ozon tabakasının delinmesi" olarak adlandırılmaktadır.
Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, "ozon tabakasının delinmesi" olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda; UV-b radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır. Ozon tabakasının incelmesine sebep olan ve kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik köpükler (strafor), spreyler, aerasoller ve yangın söndürücüler gelmektedir. Ozon (O3) Gazı Ozon, 3 oksijen atomundan oluşan molekülleriyle zehirli, renksiz bir gazdır ve atmosferin üst katmanlarında yer alır... Gökyüzünün mavi renkte görünmesi bu gaz sayesinde olmaktadır. Sıvı halde lacivert renge dönüşen ozon gazı, dünyayı güneşten gelen morötesi radyasyona karşı korumaktadır. Ancak bu gaz aynı zamanda canlılar için çok tehlikelidir. Maruz kalındığında gözleri, burnu ve boğazı tahriş ederek solunum sistemini tahrip eder. Çok az insan ozonun ne kadar öldürücü olduğunun farkındadır. Bir gramın iki yüzde biri miktarda ozon almak öldürücü olabilir. Bir saç spreyi kutusuna saf ozon konduğu düşünülecek olursa, bu kutunun tam 14.000 kişiyi öldürebileceği söylenmektedir... (Kaynak-Çevre ve Orman Bakanlığı) 30.03.2008