12 Nisan 2008 Cumartesi

OVACIK ALTIN MADENİ VE HUKUK SAVAŞI - 1

SİVİL HALK DİRENİŞİ

ÖNSÖZ
Ovacık Altın madenine karşı direnişi (1989 yılından bu güne kadar) yerel KUZEY EGE GAZETESİ ve ulusal basından çıkan haberleri “YORUMSUZ” olarak olanaklarım elverdiğince bu toplamak istedim.
Yöre halkının tüm direnişine, en yüksek mahkemelerin defalarca “Altın madeninin kapatılması” yönünde verdiği kararlara rağmen Ovacık Altın Madeni kapatılmadı.
Üstelik yöre köylülerinin açtıkları davalarda karşı taraf altın madeni şirketi değil, devletti. Mahkemeler devletin verdiği izinleri iptal ettikçe siyasi iktidarda görevde bulunanlar şirket lehine temyize baş vurdular. Temyiz ret edince yeni izinler verdiler. Ve hep “MADENİN ÇALIŞMASI İÇİN ÇALIŞTILAR.” Hatta Bakanlar kurulu olarak gizli prensip kararları alıp bu kararın iptali için açılan davada yüksek mahkeme istemesine rağmen mahkemeye göndermek istemediler.
Halbuki, halkın oyu ile iktidara gelip ülkeyi yönetenler önce kendileri anayasa ve yasalara bağlı kalıp, yargı kararlarına uyması demokratik ve hukuk devleti gereği olmasına rağmen buna uyulmamıştır. Bunun için kimseden de hesap sorulamamış ve sorulamamaktadır. (Sadece birkaç kişi mahkeme kararlarını uygulamadığı için, AİHM kararına göre maddi tazminat ödemek zorunda kalmıştır.)
Ovacık altın madenine karşı verilen mücadele “DEMOKRATİK, YASAL ve PROVAKASYONA İZİN VERİLMEYEN HALK DİRENİŞİDİR.”
Ovacık Altın madeninin açılması için izin verilmesinden bu güne kadar;
Şirket; Ovacık altın madeni için ilk kez 1989 yılında Maden Dairesinden arama ruhsatını, 1991 yılında da Orman Bakanlığından işletme izni alır. Bu gün Ovacık maden arama bölgesinde altın bitmiş, şirket işletmeyi kapatmayıp Bergama _ Ayvalık ilçelerine bağlı çam fıstığı ormanları ile kaplı “KOZAK YAYLASINDA” altın aramak, buradan çıkardığı toprağı kamyonlarla Ovacık köyündeki işletmeye getirmek, burada eskiden olduğu gibi siyanürle yıkayarak altın elde etmek istiyor.
Ovacık altın madenine karşı mücadele edenlere destek olmayan, sessiz kalan “KOZAK KÖLÜLERİ” şimdi altına karşı mücadele başladılar. “BİZİM ALTINIMIZ ÇAM FISTIĞIDIR” diyorlar. Örgütlü Mücadele için “KOZAK YAYLASI DOĞAL ÇEVREYİ KORUMA KÜLTÜR VE TURİZM DERNEĞİNDE” kurdular.
“EUROGOLD” isimli altın şirketi 1989 yılında Maden dairesinden ilk arama ruhsatı ve orman bakanlığından 1991, Maden dairesinden 1992 yılında işletme izni aldığından bu yana;
ANAP iktidarları:
Başbakanlar, T. ÖZAL (1983 – 89),
Y. AKBULUT (1989 – 91), M. YILMAZ (1991 )
DYP-SHP (CHP) iktidarları:
Başbakan S. DEMİREL (1991 – 93),
T. ÇİLLER (1993–1996)
ANAP–DYP iktidarı:
Başbakan M. YILMAZ ( 1996)
RP –DYP iktidarı :
Başbakan N. ERTBAKAN (1996 – 97)
ANAP – DSP – DTP iktidarı
Başbakan M. YILMAZ (1999)
DSP azınlık iktidarı
Başbakan B. ECEVİT (1999)
DSP – MHP – ANAP iktidarı :
Başbakan B. ECEVİT (1999 – 2002)
AKP iktidarları :Başbakan A. GÜL (2002 – 03)
Başbakan T. ERDOĞAN .
Ama nedendir bilinmez hiç biri yargı kararlarını uygulamadı, farklı davranmadı.
Altın şirketleri, “OVACIK ALTIN MADENİ” ilk. Onun çalışması çok önemli. “BURADA BAŞARILI OLMALIYIZ Kİ, TÜRKİYEDE YÜZLERCE YERDE DAHA ALTIN ÇIKARMA VE İŞLETME RUHSATI ALALIM.” Bu yüzden ne pahasına olursa olsun Ovacık altın madeni çalışmalı diyorlardı.
Şimdi Ovacık’ da altın cevheri bitti. Sıra Bergama’nın yeni bir cenneti KOZAK YAYLASINDA altın arıyorlar. Buradaki toprağı kazacaklar, Ovacık’ da ki tesise götürüp oradaki siyanür havuzunda yıkayacaklar.
Kozak yaylasında hiç kimse arazisini madene satmıyor. Ama devletin hüküm ve tasarrufunda olan kamu malı ormanlarda “KOZA ALTIN MADENİ ŞİRKETİ” yine izini almış olmalılar ki binlerce çam ağacını kesiyor, torağı kazıyor, altın arıyorlar.
Bergama – Ayvalık ilçelerine bağlı köylerin bulunduğu KOZAK YAYLASINDA YAŞAYANLAR altın aranmasına karşılar. “BİZİM ALTINIMIZ ÇAM FISTIĞIDIR” diyorlar. Altın madenine karşı mücadele etmek için “KOZAK YAYLASI DOĞAL ÇEVREYİ KORUMA KÜLTÜR VE TURİZM DERNEĞİNDE” örgütlendiler.
Birde KAZ DAĞLARI var. Şimdi madenciler buraya da el attı. KAZ DAĞLARINDA binlerce çam ağacı kesiliyor, toprak delik deşik ediliyor. KAZ DAĞLARINDA ve çevresinde yaşayan herkes karşı olmasına, her gün basında bu konu gündeme getirildiği halde siyasi iktidar anlaşıldığı üzere madene karşı değil ve binlerce ağaç kesilecek, yer delik deşik edilecek, doğa siyanürle zehirlenecek. İbrahim BAYTAK
**************************************************************************************************************************
OVACIK ALTIN MADENİ MACERASI BAŞLIYOR
Altın madenlerinin işletilmesi batı ülkelerinde çevre bilincinin gelişmesi ile kamuoyunun tepkisi ve maliyeti çok artmış. Bu nedenle maden şirketleri çevre bilincinin ve sivil toplum örgütlerinin gelişmediği ülkelere yönelmiş.
Ovacık altın madeni ROMA – BİZANS döneminde işletilmiş Dikili – Burhaniye istikametine doğru 30 – 35 m derinde 1 ton toprakta 29-30 gram altın bulunuyor. (1 ton toprakta 20 gram altın çıktığında zengin sayıldığı düşünülünce Ovacık altın madeni çok zengin sayılır.)
ECZACIBAŞI (ESAN), AVUSTRALYA ACM GOLD, ve KANADA ve ALMAN sermayesi ağırlıklı Metal MİNNİNG firmalarının ortaklığı ile oluşturulan EUROGOLT MADENCİLİK A.Ş. Bergama’yı seçiyor.
AR – 40954 sayı 2104 / 1989 tarihli altın arama ruhsatı Enerji ve tabi kaynaklar Bakanlığı maden dairesince ECZACIBAŞI ENDRÜSTRİ Hammadde sanayi ve Ticaret A.Ş ne verilmiş.
Sonra EUROGOLD Madencilik hizmetleri A.Ş ne devir ediyor. Daha sonra sahanın siyanür ihtiyacı belirlenmiş 04.07.1991 tarihinde EUROGOLD işletme ruhsatı almış.
Bundan sonra Maden dairesine başvurarak Ovacık altın madeni teknolojik değerlendirme raporu sunup işletme ruhsatı istiyor. Bu raporda üretim nasıl ve hangi yılda yapacağını beyan ediyor. Bakanlık beyan doğru mu? uygun mu? Diye kontrol etmesi gereken maden dairesi yerinde hiç inceleme yapmadan raporu aynen kontrol kabul ediyor.
“Altın demek zenginlik demek” çevre köylüleri ve Bergamalılar seviniyor. Ancak madenden çıkan topraktan altının “SİYANÜR” ile ayrıştırılacağını öğrenince hayal kırıklığına ve korkuya kapılıyor insanlar.
Siyanür depolamak için, 36 futbol sahası büyüklüğünde üstü açık atık havuzu yapılıyor, tabanı kille kaplanıyor.
Altın makinelerle, dinamit patlatılarak çıkarılacak, toprak öğütülecek, siyanürlü su ile yıkanacak. İşte altın bu şekilde elde edilecek.
EUROGOLD çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu hazırlıyor. Bunu ücreti karşılığı Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) mimarlık fakültesi çevre mühendislik bölümüne yaptırıyor. ÇED raporunu hazırlayan komisyon “SİYANÜRLE ALTIN ELDE ETMEK TEHLİKELİ DEĞİL” diyor.
Şirket tepkileri azaltmak için BÖL ve İŞLET yöntemi ile Çam köy ve Ovacıkta bazı kişilerin tarlalarını 4 – 5 katı fiyatına satın alıyor. Bazı insanları işe alıyor. Köylülerden araç kiralıyor.
Maden sahasında ormanlık bölgedeki bütün ağaçlar kesiliyor. Atık havuzunda sızıntı olması durumunda SİYANÜRÜN yer altı sularına karışma tehlikesi yaratıyor. Atık havuzunun üstü açık olduğundan SİYANÜRÜN buharlaşarak havaya karışması tehlikesi oluşuyor. Siyanürle kullanılan su ve siyanürlü toprak ne olacak? Madende iş bitip maden terk edilince 50 – 80 yıl arası etkisini yitirmeyen ve tehlike saçan atıklar ne olacak?
18.09.1992 tarihinde; SHP Bergama ilçe yönetimince ALTININ SAĞLAYACAĞI ZENGİNLİKLER Mİ? ÇEVRENİN YOK OLMASI MI? Konulu panel düzenleniyor. Panele bakan, milletvekilleri, muhtarlar, sendikalar, odalar, demokratik kitle örgütleri, basın ve TV ler çağrılıyor. Bakan ve milletvekilleri gelmiyor.
Panelin divan başkanlığını ALİAĞA belediye başkanı Hakkı ÜLKÜ, yazmanlığı DYP ilçe başkanı Nuray ALTINBAĞ ve Makine mühendisi İsmet BAYTAK yapıyor.
DYP ilçe başkanı bir öneride bulunuyor. “Her görüşten olan kişilerden bir kurul oluşturulsun. Bu kurul SİYANÜR İLE ALTIN ÇIKARILMASI zararlı veya değil karar versin” diyor.
ANAP ilçe başkanı Raşit ÜRPER panele kişi olarak katıldığını bu konuyu tartışmaya açan belediye başkanı Sefa TAŞKIN’ a teşekkür ettiğini söylüyor. “Ben jeoloji mühendisiyim. Riskler sıfır olmadan maden çalışmasın. Refah ve zenginlikten önce insan yaşamı gelir.” Diyor.
EUROGOLD genel müdürü ROGER MURDOCK, dünyada uzman şirketiz. En modern yöntemler uygulanacak. Altının çıkarılmasında siyanürle çıkarılması tek yöntemdir.
SHP ilçe başkanı Oktay KONYAR “bu yöntem risklidir. Altının bu yöntemle çıkılması konusunda yöre halkı arasında referandum yapılsın. “
Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN, “siyanür zehirlidir. Hangi tedbiri alırsanız alın risk ve tehlikeyi önleyemezsiniz. Altının çıkarılmasında başka yöntem bulununcaya kadar altın toprağın altında kalsın” diyorlar.

* Bütün bu sakıncalar nedeniyle Bergama Çevre Derneği “REFERANDUM” yapılmasını istiyor. (eylül / ekim.1992)

* Çevre bakanlığı toplantı düzenliyor. Toplantıya katılanlardan bakanlık yetkilileri dışında herkes SİYANÜRLÜ ALTINA karşı. 30.10.1992

* Bergama altın izleme komisyonu SİYANÜRLÜ ALTINA HAYIR mitingi düzenliyor. Kuzey Ege araştırmasına göre madene, DYP, Ticaret Odası ve kaymakam hariç herkes karşı çıkıyor. 28.02.1993

* Bergama ÇEV –DER, Başbakan Tansu ÇİLLER’ e bir telgraf çekerek “SİYANÜRLÜ ALTIN İSTEMİYORUZ” diyor.
Bütün bunlara rağmen EUROGOLD firması maden sahasında arıtma tesisini kurmaya başlıyor, tüm partilerin ilçe yönetimlerini ve kitle örgütlerini “SİYANÜRLÜ ALTININ ZARARLI OLMADIĞI KONUSUNDA” İKNAYA ÇALIŞIYOR.”

* SHP İLÇE BAŞKANI Oktay KONYAR “SİYANÜRLÜ ALTINA HAYIR” derken Bergama Ticaret odası başkanı Ali İhsan SÜTER “gerekli tedbirler alındıktan sonra maden çalışsın” diyor.

* Eğit – Sen den Musa GÜNEŞ, Tüm önlemeler alınırsa sakınca yok.

* Eğitim İş’ den Mustafa ÖZKAN, Ulusal servet toprak altında kalmasın, insana veya çevreye zararı yoksa maden açılsın.

* DYP yönetim kurulu üyesi Kazım ÖZÇOBAN, Zarar asgariye indirilecek tedbirler alınsın maden açılsın. Hem işsizlik var diyoruz hem de işsizliği azaltacak fırsatlara hayır diyoruz.

* DSP den Adnan AVCI, Önemli olan insan sağlığı, madene karşıyız.

* RP den Mehmet ŞİMŞİR, Madeni yabancılar değil kendimiz işletelim.

* 15.03.1994 de Bergama ÇEV – DER Çam Köyde 1000 kişinin katıldığı “SİYANÜRLÜ ALTINA VEDA” paneli düzenliyor.

* 01.09.1994 de Bergama Belediye Başkanı Sefa TAŞKIN’ ın davetlisi olarak Bergama’ya gelen Münih teknik üniversitesi EKO Kimya Bölüm başkanı Prof. Rr. Friedhelm KORTE görüştüğü EUROGOLD yetkililerine projede eksik yönler bulunduğunu belirtiyor.

* 15.10.1994; Çevre bakanının “OLUR” vermesi nedeni ile maden çalışmaya başlıyor.

* 16.10.1994 günü Çam Köyde basın toplantısı yapılmasına karar veriliyor. Köyde bütün kahvehaneler mühürlü olduğundan basın toplantısı yolda yapılacak.

* Jandarma buna da izin vermiyor. Hatta TRT nin çekimine bile izin verilmiyor. ATV kamerasına el konuyor. Katılımcıların ısrarı üzerine basın toplantısını kapalı yerde yapılmasına izin veriliyor. Toplanan kalabalık yürümesine de izin verilmediğinden köye araçlarla gidiliyor ve köyde yapılan basın toplantısı olaysız olarak sona eriyor.

* Bergama belediyesinin (Ekim/1994) olağan toplantısında Başkan Sefa TAŞKIN’ a “altın madeni ile ilgilenmek, hukuki yollardan mücadele etmek, dava açabilmek ve madene karşı yapılacak tüm çalışmalar için” Belediye meclisi oy birliği ile yetki veriyor.

* Bergama Hükümet Konağının açılışı için Bergama’ya cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL gelecek. O gün “SİYANÜRLÜ ALTIN” ile ilgili her türlü protesto yasaklanıyor.

* En küçük bir protesto veya başka bir eylem olursa İzmir valisi Kutlu AKTAŞ Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN’ ı sorumlu tutacağını belirtiyor. 17.11.1994

AVRUPA PARLEMENTOSU KARARI (17 kasım 1994-11 (E) 84-0410/94)
1- Siyanür içeren maddeleri madencilikte kullanılmasının yasaklanmasını ve yüz yıllık ürünlerle ormanları içeren değerli bölgelerin tahribinin önlenmesi amacı ile Türkiye Hükümetine çağrıda bulunmaya
2- Üye ülkeler ve Türkiye’nin, Ak deniz ve tarihi SİT’ lerini korumak için yükümlü olduklarının vurgulanmasına,
3- Üye ülkelere ve özellikle Federal Alman Cumhuriyetine tüm bölgede ciddi çevre ve sağlık hasarına yol açacak bir zehirli madde olan Siyanürün Alman şirketleri tarafından kullanımının yasaklanması ve Alman şirket ve bankalarının AB dışında bile Alman ve AB standartlarına riayet etmesi için çağrıda bulunmaya,
4- Komisyondan Bergama-Edremit yöresinde Lesbos Adasında ve Ege de planlanan siyanürle altın çıkartma yönteminin ekolojik etkilerinin, araştırılmasını talep etmeye ve komisyon ile üye ülkelerinin açık ve yakın ekolojik felaketin önlenmesi için tedbir almalarını talep etmeye,
Başkanlık tarafından bu kararın konseye, komisyona, Hükümetleri, üye ülkelerin parlamentolarına, Türkiye hükümetine gönderilmesine karar verilmiştir.
Oy kullanan üyeler :172
Kabul : 170
Ret : -
Çekimser : 2
(Kaynak :Bergama Belediyesi kaynak yayınları: Avukat Noyan ÖZKAN tarafından Türkçeleştirilmiştir.)

* Ülkemizde yürürlükte olan zeytin yasası, zeytinliklere 3 km den yakın yerlere toz, kimyevi atık, duman çıkaran tesis yapılamaz diyor. İşte bunun için Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN, Bergama Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davada görevli bilirkişi heyetinin mahkemeye sundukları raporlarında altın madeninin çevresindeki zeytinliklere zarar vereceğini belirtiyorlar.
Asliye hukuk mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine DEÜ mühendislik fakültesinden Doç. Dr. Hasan MORDOĞAN, çevre mühendisi Doç. Dr. Hikmet TOPRAK, EÜ Ziraat mühendisi Doç. Dr. Esen ÇELEN “EUROGEOLUN VERDİĞİ TAAHHÜTNAME VE ETKİN DENETİM NEDENİYLE BU ŞEKİLDE ALTIN ÇIKARILMASI ZARAR VERMEZ” diyorlar. 01.08.1995

* Güney Amerika kıtasında GUYAN’ da ki altın madeni siyanürlü atık barajı aşırı yağışlar sonucu taşmış. 01.09.1995

* Kütahya ili Dülkadir köyünde 9 yıldır GÜMÜŞ madeni işletmekte. Son yıllarda 22 si kanserden olmak üzere 34 kişi ölmüş. 01.11.1995

* Bölge halkı adına, Altın madeninin işletme izninin iptali için İzmir 1. İdare mahkemesine açılan dava ret edildi. 04.04.1996

* Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN EUROGOLD şirketinden özel ulakla gönderilen yazılı işbirliği önerisini “BİZ İŞBİRLİKÇİ DEĞİLİZ, SATILACAK ONURUMUZ YOK” diye ret etti.
Ovacık ve civar köy muhtarları “BİZLER ÖLÜM TEHLİKESİ ALTINDA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ” diyerek milletvekillerine madenin kapatılması için çağrı yapmış ve sonuna kadar mücadeleye kararlı olduklarını belirtmişler. 08.04.1996

* EUROGOLD altın madeni şirketi atağa geçerek 10.04.1996 da İzmir Ege Palas otelde genel müdür Jack TESDARD, yaptığı basın toplantısında 7 ayrı hükümet, 11 ayrı bakanlık ve bunlara bağlı 700 den fazla imzalı onay ile madeni çalıştırmak için izin aldıklarını, 12–15 ay sonra ilk altını çıkaracaklarını açıkladı. 15.04.1996

* Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN, çok uluslu EUROGOLD şirketi altın madenini işletmek için direnirken bazı bilim adamlarınca, isimlerini çıkar karşılığı kullandıran bilirkişilerce desteklendiğini söylüyor. 22.04.1996

* Çevrecilerin, Ovacık altın madeninin işletmek isteyen EUROGOLD şirketine izin veren Çevre Bakanlığına karşı İzmir 1. İdare mahkemesine açtıkları davayı kaybetti. 3 hakimden biri “bilirkişi raporu şirketin taahhütnamede öngörülen koşulları yerine getireceği varsayımına dayanılarak incelendi” demiş ve “insan sağlığını önemli ölçüde ilgilendirir” diyerek karara katılmıyor, “Hiçbir ekonomik değer insan sağlığından önemli olamaz” diyor. 29.07.1996

* Ülkemizin değişik yerlerinden gelen çevreciler EUROGOLD genel müdürü Jack TESDARD sembolik olarak “katranlandı, kuş tüyü yapıştırıldı, Bergama’dan kovalandı.”
Ertesi gün de EUROGOLD’ un ocağına (Ovacık köyünde) incir ağacı dikildi. 17.02.1996

* EUROGOLD firması altın arayacağı bölgede 200 çam ağacı kesecek. Çevre köy muhtarları “KESME” diyor. Halbuki şirket yöneticileri yaptıkları protokole göre kesecekleri çam ağacı bedellerini Orman genel Müdürlüğüne yatırmışlar. Kesilecek ağaçlar Orman işletme müdürlüğü tarafından damgalanmış. 14.10.1996

* DSP İzmir milletvekili Veli AKSOY siyanürlü yöntemle altın üretilmesine izin verilen düzenleme gözden geçirilsin, altın işletmesi ulusal çıkarlarımıza uygun hale getirilsin diye meclis araştırması istemiş. 21.10.1996

* Ovacık altın madeninde 2400 çam ağacının kesime başlanmış ve 300 ağaç kesilmiş. Ancak Orman Bakanlığının talimatı üzerine kesim durmuş. 11.10.1996
Ağaç kesimi yeniden başladı.
15.10.1996 saat 14.30 da Altın madeni bölge köylüleri ÇANAKKALE-İZMİR yolunu 7 saat trafiğe kapattı. “Altın madeni istemiyoruz. Diye haykırdılar. Kaymakam Temel KOÇAKLAR 16 muhtarla toplantı yaptı. 25 kasım 1996 tarihinde Bergama’da miting yapılması için Kaymakamdan izin alınca köylüler olaysız olarak dağıldı. “Biz toprağımızı korumak ve çocuklarımızın siyanürden zehirlenerek ölmesini önlemek için mücadele ettiklerini söylediler.
Yağmura rağmen
“SİYANÜRLÜ ALTINA HAYIR” mitingine 2000 kişi katıldı. EUROGOLD DEFOL ,
Başka Bergama yok,
Siyanür varsa canlılar yok,
Bergama ekonomisi yok,
İçme suyu yok, pamuk, zeytin, tütün, Kozak çam fıstığı yok,
Bergama’mız yok,
Siyanürlü ölüme karşı yaşam hakkı istiyoruz diye haykırdılar. 25.11.1996

* CHP ilçe başkanı Oktay KONYAR, ÖDP ilçe başkanı Birol ENGEL ve Ovacık altın madeni yöre köylülerinden yaklaşık 100 kişi Bergama’da belden yukarıları çıplak bildiri dağıttılar.
EUROGOLD defol, siyanürlü altına hayır, korkmayın referandum yapın, susma sustukça sıra sana gelecek sloganlarını attılar. 23.12.1996

* Madencilikten sorumlu devlet bakanı Teoman Riza GÜNERİ, “altın çıkacak” deyince yöre köylüleri madenin açılmasına kesinlikle izin vermeyiz dediler.
DEÜ maden ve jeoloji mühendislik bölümü öğretim üyeleri ve yaklaşık 50 bilim insanı, “madene karşı gelmek siyasi şov, altın üretimi felaket demek ülke çıkarına uygun değil her maden ocağında risk vardır” demişler. 06.01.1997

* Altın madeni bölgesindeki 8 köyde yapılan referandum sonucunda 3233 kişiden 2886 kişi oy kullanıyor hepsinin oyu da madene HAYIR. Siyanürlü şirket, Türkiye’yi terk et, şimdi 17 köyde referandum diyorlar.
Buna rağmen hükümetin tavrında bir değişiklik görülmüyor. Hatta bakanlık yetkilileri şirkete “üretimi hızlandırın” diyor. Hükümetin tavrını İzmir valisi Kutlu AKTAŞ dile getiriyor. “MADEN AÇILACAK VE ÇALIŞACAK.” 20.01.1997

* Bergama Belediye düğün salonunda yapılan “Susurluktan siyanürlü altına” konulu toplantıda Narlıca köyü muhtarı “Siyanürle her gün ölmektense bu gün ölelim. Emperyalistler dün askerleri ile geldiler, bu gün siyanürlü zehirleri ile. Bu yüzden bu madene karşıyız. Narlıca köyü veya 17 köy için değil bölgemiz ve Bergama için karşıyız”
Oktay KONYAR, “Şirket 50 milyon dolar harcamış, bunu rüşvet olarak dağıtmış”
Bergama belediye başkanı Sefa TAŞKIN, “Susurluk devlet-mafya-siyaset çetesini açığa çıkardı. Burada ise devlet-siyanürcü şirket-sahte bilim adamları ortaya çıktı.”
ÖDP genel başkan yardımcısı Bülent FORTA, “Siyasetin ve doğanın kirlenmesi hakkında “doğayı insanlar, insanları siyaset kirletir." 24.10.1997

* Ovacık altın madeninin izinlerinin iptali istemi ile açılan “yürütmeyi durdurma” davasında Danıştay 2. Defa ret kararı. Ancak Danıştay davayı esastan inceleyecek. 17.02.1997
Bergama Belediyesi önünde toplanan altın madenine karşı olan eylemciler, İzmirli çevreciler gelince BERGAMA – İZMİR EL ELE ve SİYANÜRLÜ ŞİRKET BERGAMAYI TERK ET yazılı tişörtleri giydiler. Ellerinde meşale, davul, zurna eşliğinde Atatürk alanında halay çektiler. 19.03.1997

* ÖDP madene karşı çıkan köylülere destek için 15 sanatçıyı Bergama’ ya getirecek. 24.03.1997

* Altın madenine karşı “İZMİR-BERGAMA EL ELE HAREKETİ” İzmir’ den Bergama ASLEPİONA kadar bisiklet yürüyüşü gerçekleştirdi. 13.04.1997

* 22.04.1997 günü saat 03.00 de, yaklaşık 5.000 (beş bin) kişi yöre köylüsü altın madeninin etrafını çeviren tel örgüleri traktör, kamyon v.b. araçlarla geçerek, kadın, erkek, çocuk maden sahasına girdi. Araçları inşaat alanı çevresine park edip madeni işgal ettiler.
Olay duyulunca maden sahasına medya akın etti. 2 otobüs çevik kuvvet polisi, 2 panzer, çok sayıda jandarma geldi. Vali Kutlu AKTAŞ saat 14.00 de madene geldi. Köylülerin temsilcileri ile görüştü. Vali “yetkimi kullanıp madeni 20 gün kapatıyorum, madeni boşaltın, yoksa güvenlik güçleri güç kullanarak boşaltır” dedi. Köylüler ise “madenin çalışmasına izin veren bakan gelsin, maden tamamen kapansın” dediler. Tartışmalar sürerken Oktay KONYAR köylülere “madenin 1 ay kapanmasını kabul ediyor musunuz?” diye sordu. İtirazlar yapılsa da çoğunluk kabul edince işgal sona erdi.

*TÜBİTAK, “siyanürün çevre için büyük tehdit olduğunu açıkladı. 05.05.1997

* 07.05.1997 günü 23 otobüsle altın madeninin kapatılmasını isteyen 1300 köylü Ankara’ da CHP ve ANAP genel başkanları ile görüştü.
Bergama’ya gelen devlet bakanı Teoman Rıza GÜNERİ yaklaşık 5000 maden karşıtı köylü tarafından İzmir çatısında karşılandı. Bakanın Bergama’nın bütün köy muhtarları ile öğretmen evinde toplantı yapılacağı söylendi ve dağılmaları istendi. Köylüler kabul etmedi ve maden sahasına gidilmesini istedi.
Uzun tartışmalardan sonra bakan kabul etti. Topluca maden sahasına gidildi. Yerel basın ve ulusal medya, köylülerin temsilcileri, madenin yetkilileri, bürokratlarla birlikte maden sahası gezildi, açıklamalar yapıldı. Kesilen ağaçlar, hafriyatlar gösterildi. Köylüler madene alınmadı, madenin tel örgüleri dışında bekledi.
Bakan köylülerin sözcülüğünü yapan Oktay KONYAR’ a “madenin çevreye, doğaya ve insanlara zarar vermeyeceği konusunda gerekirse Ankara’da seni ikna edelim, sen köylülerin önderisin, sende onları ikna et” dedi. Oktay KONYAR buna şaşırdı, “bu doğru değil, madenin zararsız olduğuna köylüleri ben bile ikna edemem” dedi. Ve hemen öneriyi ret etti. Daha sonra toplu halde Çam köy meydanına gidildi. Bakan, vali, kaymakam, bürokratlar, belediye başkanı Sefa TAŞKIN, Oktay KONYAR, köy muhtarları, siyasi partilerin ilçe başkanları, medya ve yerel basın ve yaklaşık 5000 köylü önünde konuşmalar yapıldı. Köylüler kararlı bir şekilde madenin kapanmasını ve kapanmadığı taktirde eylemlerini sonuna kadar devam ettireceklerini söylediler, sloganlar attılar. Saatler süren tartışmalardan sonra bakanın çalışma taraflısı olduğu anlaşıldı. Sonuç alınamadan bakan köyden ayrıldı.
DANIŞTAY 6. Dairesi kararı;
Anayasanın 17. Maddesinde herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına ve 56. Maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. SİYANÜR LİÇİ yöntemi ile altın madeni işletmek, yapılacak denetime güvenip risk azaldı demek mümkün değildir. Bu yöntemle maden işletilmesinde kamu yararı bulunmamaktadır.
Bu karar üzerine 18.05.1997 günü Çam köyde maden civarı köylüler ile ülkenin çeşitli yerlerinden gelen yaklaşık 5000 kişinin katıldığı piknik den sonra çevreciler ve ÖDP genel başkanı Ufuk URAS ve sanatçılarla birlikte Çam köy meydanına 7 KÖY KİTABESİ dikildi.

* EUROGOLD Ovacık altın madeninde inceleme yapan Avustralya büyük elçisi İzmir Grand hotelde basın toplantısı yapıp, “Türk yetkililer madenin çalışmasına sıcak bakıyor” dedi.
Konuşma sırasında salona yüzlerce Bergamalı girdi. Çevre yürütme kurulu başkanı Oktay KONYAR Evans’ a “bizi dinleyin” dedi. Bergama halkı siyanürlü altın madeni istemiyor. En büyük yargı kararı uygulanmıyor. EUROGOLD Bergama’ yı terk et dedi. Büyük elçi, pürüzler var, bunlar Ankara’da çözülebilir dedi. Bu söze tepki gösteren köylüler pankart açıp “siyanürcü şirket, Bergama’yı terk et” diye slogan atınca büyük elçi gitti. 23.06.1997

* Altın madeni yöre köylüleri madeni ablukaya alarak Danıştay kararının uygulanmasını istedi. Hükümet istifa etmiş olduğu için İzmir valisinden başka muhatap olmadığı için eyleme ara verildi. Köylüler “bir hafta içinde maden kapanmazsa yine geleceğiz” dediler.30.06.1997

* Köylüler madenin yolunu kesmek için geldiler. Başaramayınca tel örgülerin dışında beklediler. Sonradan gelenlerle içeri girmeyi başardılar. 500 çevik kuvvet polisi, 500 jandarma geldi. Kapı panzerle korundu. Geceyi burada geçiren köylüler ilk ışıklarda getirdikleri yiyecekleri çıkarıp kahvaltı ettiler. Danıştay kararı uygulansın diye bekleyen köylüler Siyanür tanklarının geldiğini öğrenince olaylar başladı. Köylüler karayolunu kesti. Maden içindeki araçlar, işletme binası ve Ovacık’ta yapılan binalar tahrip edildi. 38 kişi göz altına alındı. Daha sonra delil olmadığı gerekçesi ile serbest bırakıldılar. 07.07.1997

* Yeni hükümetin madencilikten sorumlu devlet bakanı Rüştü Kazım YÜCELEN “Bergama’ da altın çıkarılmasının koşulları uygun değil.”
Çevre bakanı İmren AYKUT “hukuka saygılıyız, hukuk kurallarını uygulayacağız” diyor.14.07.1997

* Hükümet madeni kapatmıyor. Çevre bakanı İmren AYKUT “mahkeme kararı sonuna kadar EUROGOLD çalışmayı durdursun” dedi. Şirket kabul etmedi, bize kapatma kararı gelmedi dediler. AYKUT verdiği sözü tutmayınca Bergama’ ya gelmedi.
Belediye başkanı Sefa TAŞKIN Bakanı Göçek’ te buldu. AYKUT, “henüz yargı aşamasında, karar kesinleşmedi, bu durumda kapatma gibi bir yetkimiz yok, şirkete rica ettik olay büyümesin, üretimi durdurun dedik.” 28.07.1997

* Çevre bakanı İmren AYKUT altın madenine karşı olduğunu söylerken “siyanür zararlı ise başka ülkelerde neden kullanılıyor?” dedi. 08.09.1997

* CHP ilçe başkanı Oktay KONYAR kızını madene karşı protesto gösterisine dönüşen bir düğünle evlendirdi. 10 eylülde Çam köyde kına gecesi, 11 eylülde Narlıca köyünde nikah yapıldı. Düğünde altın takmak yasaktı. 11.09.1997

* Altın madeni üretime hazır. 30.09.1997

* Bölge idare mahkemesi köylülerin lehine madenin kapanması için hüküm verince Çevre bakanı İmren AYKUT temyize hazırlanıyor. 03.11.1997
***
Türk tabipler birliği, “NUSRET FİŞEK HALK SAĞLIĞI ÖDÜLÜNÜ” altın madenine karşı mücadele eden yöre köylülerine verme kararı aldı.04.11.1997

* Danıştay 6. Dairesinin verdiği karara uyan İzmir 1. İdare
mahkemesi kararına rağmen 30 gün dolduğu (itiraz süresi sona erdiği) halde maden çalışıyor. İzmir valiliği “bize kapatma emri gelmedi” diyor.
Altın madeni mücadelesi Avrupa basınında. Önce Alman ARD TV, şimdi de BBC bölgede araştırma inceleme yapıyor.24.11.1997

* EUROGOLD üretime hazır olduklarını, tek eksiklerinin siyanür olduğunu açıklıyor. 22.12.1997

* EUROGOLD atağa geçti. Bergama da 4 restoranda iftar yemeği veriyor.
Madende 6 binası ruhsatsız olduğu için Bayındırlık bakanlı il yetkililerince mühürlendi. 05.01.1998

* EUROGOLD, Bergama da iftar yemeğini mahalle aralarındaki lokantalara da vererek yaygınlaştırıyor. 19.01.1998

* Ramazanda bedava iftar yemeği veren EUROGOLD bayramda da 4,5 TON çikolata alıp dağıttı. 02.02.1998

* İkinci çıplak eylem. Altın madenine karşı çevre halkı otobüslerle İstanbul’a gidip çıplak eylem yaptı.16.02.1998
***
Enerji bakanı Cumhur ERSÜMER “çevre bakanlığı iznini Danıştay iptal ederse yargı kararını uygulayacağız. 23.02.1998

* EUROGOLD deneme üretimi yaptı. İlk altını sattı. Şirket izinsiz olarak 18 TON siyanür getirdi. 3 TONU ile 932 gram altın üretti. Valilik ve yargı harekete geçti. Sağlık bakanlığı siyanür olan kimyasal depoyu mühürledi. 09.03.1998

* Kaymakamlık suç duyurusu yaptı. İzinsiz siyanür getirip test üretimi yapan maden yetkilileri yargılanıyor. 21.02.1998

Hiç yorum yok: