12 Nisan 2008 Cumartesi

OVACIK ALTIN MADENİ VE HUKUK SAVAŞI - 2

SİVİL HALK DİRENİŞİ
Danıştay siyanürle altın çıkarılmasına izin veren çevre bakanlığı işlemini İPTAL ETTİ.
Kadın, erkek, çoluk, çocuk yüzlerce köylü Çam köyde halay çekti. 06.04.1998
Çevre bakanı İmren AYKUT “MADENİN KAPATILMASINA KARŞIYIM, Danıştay izni değil bildiği görüşü iptal etti.
EUROGODUN ruhsatı hukuki anlamda halen geçerli Bergama’dan bıktım artık ilgilenmiyorum” dedi. 13.04.1998
ÇAĞRI
Romanya'daki siyanür felaketi sonrasında Türkiye ve dünya kamuoyu; Bergama'daki siyanürlü altın işletmeciliğine karşı verilen mücadelenin haklılığını bir kez daha görmüştür.
Gün, siyanürlü altına karşı topraklarımızı, içme ve kullanma sularımızı, yaşam hakkımızı ve geleceğimizi savunma günüdür.
Biz aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak, 14 Mart 2000, Salı günü, saat 12.00'de Bergama Cumhuriyet Meydanı'nda yapacağımız basın açıklamasına tüm halkımızı ve duyarlı basın-yayın kuruluşlarımızı davet ediyoruz.
BERGAMA'DA YAŞAMAK İSTİYORUZ! SİYANÜRE HAYIR!
SİYANÜRLÜ ALTINA KARŞI BERGAMA PLATFORMU
Bergama Belediye Başkanı/ ÖDP,/ EMEP/ HADEP/İP/ CHP/ DSP/ ENERJİ YAPI YOL-SEN/ TARIM GIDA-SEN/ EĞİTİM-SEN/ TÜM BEL-SEN/ ÇEV-DER/ KESTEL SULAMA BİRLİĞİ/ DEV MADEN-SEN/ ADD/ HALEVLERİ/ BERGAMA SİYATSETÇİLERİ İZLEME KOMİTESİ/ GENEL-İŞ/ MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI BERGAMA TEMSİLCİLİĞİ/ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BERGAMA TEMSİLCİLİĞİ/ MUHASEBECİLER ODASI BERGAMA TEMSİLCİLİĞİ/ TUSAD/ ÇEVRE YÜRÜTME KURULU/ ECZACILAR ODASI BERGAMA TEMSİLCİSİ/ İZ-ÖVDER - 13.03.2000
TAŞKIN: MADEN KAÇAK ÇALIŞIYOR
ÇEV-DER Başkanı Sefa Taşkın İzmir’de yaptığı basın toplantısında EUROGOLD’UN kesikli olarak altın ürettiğini ileri sürdü. Sefa Taşkın ( ÇEV-DER Başkanı)
1998 yılı altıncı ayında, Narlıca, Pınar köy, Çam köy ve Bergama Belediyesi adına Bergama Asliye Hukuk Hakimliğine yapılan başvuruda, Mahkemeden, "Bergama ilçesinde EUROGOLD tarafından işletilmek istenen siyanürlü altın madeninin; maden sahasında üretim faaliyetlerinin ve şirketin yasal durumunun tespiti" isteniştir.
Bergama Asliye Hukuk Hakimliği, 98/230 nolu dosya ile görevlendirdiği, Kimyacı Prof. Dr. Gürel Nişli, İnşaatçı Yrd. Doç. Dr. Ayhan NUHOĞLU ve Ormancı Mühendis Güven ÇAKIR' dan oluşan bilirkişi heyeti 19.03.1999 günü maden sahasında yaptığı keşfin ardından yaptığı çalışma sonucunda hazırladığı tespit raporunu mahkemeye teslim etmiştir.
Bilirkişi heyetinin yaptığı tespitler, bölgede yaşayan insanların can güvenliğini ne denli tehlike içinde olduğunu sergilediği gibi, bir Hukuk Devleti sayılan Türkiye Cumhuriyeti'nde, bir yabancı şirket tarafından hukukun nasıl çiğnendiğini ortaya koymaktadır.
Bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde, EUROGOLD'UN ayan beyan suç işlediği açıkça ortaya konmaktadır.
Raporda yer alan: "Prosesin her an çalışır vaziyete geçebilecek durumda olduğu ancak keşif sırasında faaliyette bulunmadığı anlaşılmıştır. Kimi metal aksamın paslanmaya uğradığı belirtilmiş ve bu durum heyetimizce tespit edilmiştir Bu düzeyde korozyonun (yani pasın) gözlenmesi kesikli üretim çalışmalarının yapılmış olabileceği sonucunu düşündürmektedir." İfadesi, mahkeme kararlarına, İzmir Valiliğinin ve Bergama Kaymakamlığının resmi tebligatına rağmen EUROGOLD firmasının altın madenini kesikli olarak çalıştırdığını, siyanür kullandığını, dolayısıyla altın ürettiğini: yasalara, yasaklara, mahkeme kararlarına karşı geldiğini açıkça göstermektedir.
Bergamalılar 1997'deki Danıştay kararından sonra
yaptığı açıklama ve çıkışlarda, EUROGOLD'UN Bergama'yı terk etmesi gerektiğini, bu şirkete güvenilmeyeceğini, daha önce yaptığı gibi madeni yasa dışı bir şekilde çalıştırabileceğini, yetkililerin maden alanındaki tel örgüleri söküp, EUROGOLD 'u yöreden uzaklaştırmaları gerektiğini belirtmişti.
Şimdi bu durum Mahkemenin tayin ettiği bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. EUROGOLD' un kaçak ürettiği altın bulunmalı, kaçak kullanılan siyanürün havaya ve suya karışması sonucunda olmuş olabilecek ölümlerin tespiti için, Sağlık Bakanlığı köylerde doğal kabul edilen ölümleri inceleme altına almalıdır.
2- Bugün maden sahasında, EUROGOLD tarafından inşa edilmiş, Romanya'daki siyanür kazasına neden olan atık barajının benzeri bir "atık barajı" mevcuttur. EUROGOLD yetkilileri bu barajın çevre için tehlike olmayacağını(!) göstermek için bu baraja girip yüzerler. İçine ördek atıp resim çektirirler.
Bergama Asliye Hukuk Mahkemesince tayin edilen Bilirkişi Heyetince hazırlanan raporda: "423 dönümlük orman arazisi için EUROGOLD' a verilen iznin 22.06.1997'de dolduğu", "Bu sürenin uzatılmadığı", buna rağmen "bu arazinin EUROGOLD tarafından tel örgüyle çevrildiği", bu arazinin içinde "atık barajı mevcut olduğu", "6831 sayılı Orman Kanunun 17. Maddesi gereği izin irtifak hakkı verilen sahalar içinde olsa bile yapılacak olan her türlü bina ve tesisler için Orman Bakanlığından ayrıca izin alınması gerekirken, Bergama Orman İşletme Müdürlüğünün kayıtlarında her hangi bir izin talebi olmadığı gibi izinin verilmediği anlaşılmıştır" denmekte, EUROGOLD' un maden sahasını izinsiz olarak işgal ettiği, izinsiz olarak baraj inşaat ettiği açıkça tespit edilmiştir.
Bu verilerden de görülmektedir ki, EUROGOLD' un maden sahasında yaptığı koskoca baraj kaçaktır. Küçücük bir gecekonduyu görüp garibanın başına yıkan yetkililer, koskoca barajı acaba neden görmüyorlar ya da görüyorlar da gereğini yapmıyorlar.
Bergama'daki varlığı hukuk dışıdır ve ilgililerce bu kanunsuzluğa derhal son verilmelidir.
3- Romanya'daki atık barajı bilindiği gibi yağışlar sonucunda bendin yarılması, taşması sonucunda Avrupa'nın en büyük çevre felaketlerinden birine yol açmıştı. Bilirkişi Raporu'nda benzer durumun Bergama için de söz konusu olabileceği açıkça görülmektedir. Raporda: ".. davacılarla yaptığımız mülakatlarda, aşırı yağışlarda barajın kapasitesinden fazla suya maruz kalarak taştığı, dolayısıyla fazla suyun tahliye edildiği, bu zamanlarda barajın kuzeydoğu yönünde bir sızıntının var olduğunun açıklandığı" tespit edilmiş ve bu durumla ilgili olarak "uzman kişilerin görüşlerine baş vurulması" önerilmiştir.
Söz konusu barajda binlerce ton zehrin depolanmak istendiği hatırlanırsa olayın korkunçluğu, EUROGOLD' un "benim teknolojim iyidir" türünden propagandalarının ne denli geçersiz olduğu bir kez daha görülür. Yukarıda belirtilen hususlardan anlaşıldığı gibi, Bergama Asliye Hukuk Hakimliği tarafından tayin edilen bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlerde, EUROGOLD' un Bergama'daki varlığının Hukuk dışı olduğu, suç işlediği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bergama ve yöresinde yaşayan on binlerce kişinin can güvenliğinin el an tehlike içinde bulunduğu açıktır.
Bergamalılar gereğinin yapılması için Devlet yetkililerine konuyu iletecek, Bergama Mahkemelerine EUROGOLD' a ilişkin suç duyurusunda bulunacaklardır.
Kamu oyuna duyurulur! 13.03.2000
Sefa TAŞKIN’ ın Asliye hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi raporuna dayanarak yaptığı açıklamaya EUROGOLD yanıt verdi.
Sefa TAŞKIN’ ın asılsız iddiaları:
PERGAMON Derneği Başkanı Sayın Sefa TAŞKIN' ın 7 Mart günü yaptığı basın toplantısında Ovacık Altın Madeni'nde kaçak üretim yapıldığı, atık havuzunun kaçak çalıştırıldığı ve havuzda sızıntı olduğu biçiminde asılsız ve gerçek dışı ifadelere yer verilmiştir.
1- Sayın Sefa Taşkın' ın basın toplantısını üzerine bina ettiği Bilirkişi Raporu, Bergama Asliye Hukuk Mahkemesindeki bir delil tespiti konusudur. Bu nedenle mahkemenin, bilirkişi raporunun doğruluğu veya yanlışlığı konusunda herhangi bir kararı olamaz. Söz konusu bilirkişi raporunun Mahkemeye sunulması ile delil tespiti süreci tamamlanmıştır.
2- Bilirkişi Heyeti, raporunda, Ovacık Altın Madeni'nde kesinlikle bir kaçak üretim yapıldığını belirtmemiştir. Raporda, "... kesikli üretim yapılmış olabileceği sonucunu da düşündürmektedir" diyerek bir varsayımdan söz edilmiştir. Zaten Sayın Taşkın da, bu cümlenin can alıcı noktası olan ve bu varsayımı ifade eden "da" sözcüğüne basın bildirisinde yer vermemiştir.
Bilirkişiler, bazı metal aksamın paslanmaya uğradığını tespit ederek korozyon gözlenmesinin kesikli üretim yapılmış olabileceği sonucunu da düşündürdüğünü belirtmişlerdir. Hangi aksamın paslandığı, paslanan metalin bulunduğu ortam ile ilgili bilgi verilmeden, kesikli üretim ile üretim yapılmaması arasındaki korozyon farkları belirtilmeden bu şekilde düşündürme değerlendirmesi yapılması teknik açıdan doğru değildir.
Bilirkişiler, 19/03/1999 tarihinde yaptıkları keşif sırasında siyanür deposunun mühürlü olduğunu tespit etmişlerdir. Siyanür deposu mühürlü olduğuna göre ve siyanür olmadan altın üretimi yapılamayacağına göre tesiste bir üretim faaliyeti olmadığı tespit edilmiş olmaktadır.
3- Ovacık Altın Madeni tesislerinin inşası tamamlandıktan sonra müteahhit firmadan teslim alınabilmesi için, uluslararası bağımsız gözetim firması SGS nezaretinde 20-23 Şubat 1998 tarihleri arasında 96 saat süreyle bir test çalışması yapılmıştır. Bu durum, önceden İzmir Valiliğine bildirilmiştir. Bu çalışma sonucunda SGS tarafından verilen raporda, Çevre Bakanlığı'na taahhüt edilmiş olan limitlerin çok altında olmak üzere siyanür seviyesinin kimyasal bozundurma tesisi çıkışında 0.2 mg / lt ve atık havuzunda 0.1 mg / lt olduğu belirlenmiştir. Çevre Bakanlığı tarafından 12.05.1998 tarihli yazıyla, Danıştay 8. Dairesinin 01.04.1998 tarihli kararı uyarınca altın üretimi faaliyetinde bulunulmaması gerektiği şirketimize bildirilmiştir. Tarafımızdan, 27.05.1998 tarihli yazıyla Çevre Bakanlığına hiçbir üretim faaliyetinde bulunulmayacağı taahhüt edilmiştir. Bugüne kadar, bu taahhütün aksine hiçbir faaliyet olmamıştır.
Test çalışmasında sonra, tesiste herhangi bir üretim faaliyeti yapılmadığı Çevre İl Müdürlüğünün 1998, 1999 ve 2000 yılı denetim raporlarında ve İl Sağlık Müdürlüğünün 1999 ve 2000 yılı denetim raporlarında belirtilmiştir. Ovacık Altın Madeni üretim için gerekli olan sodyum siyanür de 01 Nisan 1999 tarihinde İzmir Valiliği talimatıyla tesis dışına nakledilmiştir. Siyanür, zaman içerisinde doğal olarak bozunan bir maddedir. Bu husus, Bilirkişi Raporunda da şu ifadelerle teyit edilmiştir. ".. keşif bilirkişi talebinden yaklaşık 7 ay sonra gerçekleşebilmiştir. Dolayısıyla bu konuda geç kalınmış ve barajdan numune alınmasının teknik olarak bir anlamı kalmamıştır."
4- Sayın Taşkın, geçen 1 yıl içerisinde siyanürden dolayı ölümlerin olduğunu iddia etmektedir. Yazımınızın başında belirttiğimiz gibi, siyanür seviyesinin kimyasal bozundurma tesisi çıkışında 0.2 mg/lt ve atık havuzunda 0.1 mg/lt olduğu belirlenmiştir. Uzmanları tarafından belirtildiği gibi bu miktarlardaki siyanürün ölüme sebebiyet vermesi mümkün değildir. Çok büyük bir felaket olduğu söylenen Romanya'daki kazada bile tek bir insanın öldüğü veya hastaneye kaldırıldığı rapor edilmemiştir.
5- Şirketimize, Orman Kanununun 17. Maddesine göre izin verilmiştir. İzne istinaden, tesislerin inşası için gerekli yer teslimi Bergama Orman idaresince yapılmıştır. Atık havuzu projesi DSİ tarafından onaylanmış ve yine DSİ' nin kontrolünde yapılmıştır. Atık havuzunun memba seddesinin tamamı ve mansab seddesinin büyük kısmı şirketin mülkiyetindeki arazinin üzerindedir. Danıştay kararını takiben Çevre Bakanlığı'nın yeni işlem tesis etmesi gereği dikkate alınarak izin süresinin uzatılması talebimiz askıya alınmıştır.
Orman arazisi şirketimizin mülkiyetindeki arazinin içinde bir ada olarak kalmaktadır. Tesisler etrafındaki tel örgünün büyük kısmı kendi arazimiz içindedir. Orman izniyle ilgili olarak Bergama Sulh Ceza Mahkemesi'ne açılmış ve 1998/491 esas numarasını almış olan kamu davasında "Orman idaresinden gelen yazı cevabına göre söz konusu yer için izin verilmiş olduğu anlaşıldığından söz konusu sanığın çalışmakta olduğu şirket aleyhine suç duyurusunda bulunulmasına yer olmadığına ve sanığın beraatine 16.10.1998 tarihinde 1998/676 karar sayısı ile karar verilmiştir".
6- Bilirkişi raporunda, atık havuzunun taşması konusunda "Konu ile ilgili olarak davacılar ile yapmış olduğumuz mülakatlarda ise, aşırı yağışlarda barajın kapasitesinden fazla suya maruz kalarak taştığı dolayısıyla fazla suyun tahliye edildiği, bu zamanlarda barajın kuzey doğu yönünde bir sızıntının var olduğu gibi açıklamalarda bulunmuşlardır." İfadeleri yer almaktadır. Yani davacı olarak Sayın Sefa Taşkın iddia ediyor. Ancak, Bilirkişi Raporunda bu cümlelerin devamında "Bilirkişi Heyeti olarak ilgi alanımız dışında olması nedeniyle bu konularda uzman kişilerin görüşlerine başvurulması gerektiği kanaatine varılmıştır" denilmektedir. Sayın Taşkın ise basın toplantısında bu cümleyi atlıyor.
Bu ifadede davacı Sayın Taşkın; Taşma olduğunu söyleyen Sayın Taşkın; Sızma olduğunu söyleyen Sayın Taşkın.
Bilirkişi de taşma ve sızmanın tespiti hususunda uzman olmadığını söylemiş, bir delil tespiti yapmamıştır. Buna rağmen, aynı Taşkın basın toplantısında delil tespiti yapılmış gibi bir beyanda bulunmuştur. Atık havuzumuzun etrafı, taşmaya karşı kuşaklama kanalı ile çevrilmiştir. Atık havuzunun memba ve mansabında setteler vardır. Memba settesi arkasında, gelen yağış sularını toplamak için su toplama havuzu mevcuttur. Bu nedenle, dışarıdan havuza su girmesi mümkün değildir. Dışarıdan su girmeyen yerde saten taşma olması da söz konusu değildir.
7- Tesisimiz, halkımıza tamamen açık bir tesistir. Her isteyen, mesai saatleri dahilinde tesisimizi gezebilir ve bilgi alabilir. Bunu sağlamak için Bergama Ofisimizden her gün maden gezi turları yapılmaktadır. İki yıldan beri, bu uygulamamız devam etmektedir.
8- Tesisin kötü niyetli kişilere karşı korunması gerekir. Tesisin içine kadar girerek Bergama halkının yararına tahsis ettiğimiz ambulansı bile yakanlara karşı tedbir gerekmektedir. Bunun için, 2495 sayılı kanun çerçevesinde, banka veya büyük mağazalarda her zaman karşılaştığımız Özel Güvenlik Teşkilatı görev yapmaktadır. Halkımıza karşı hiçbir çekincemiz yoktur. Güvenlik ile ilgili tutumumuz, halkımız tarafından bilinmektedir.
9- Daha önceleri kamuoyuna yaptığımız duyurularda açıkladığımız gibi bir kez daha belirtiyoruz: Romanya'daki kazaya neden olan şirket ile ne ana şirketimiz NORMANDY' in ve ne de şirketimizin ortaklık veya işbirliği şeklinde herhangi bir bağlantısı yoktur. Atık havuzumuzun, Romanya'daki kazanın olduğu tesisteki atık çamurundan yapıldığı bilinen atık deposuyla uzaktan yakından hiçbir benzerliği yoktur. Yapılan denetimlerde atık havuzumuzun, KESTEL Barajından daha güvenli olduğu ortaya çıkmıştır. Bütün bunlar, halkın hakaret ve husumetine maruz kalmamız için söylenen, dayanağı olmayan gerçek dışı sözlerdir.
Bazı kişi ve kuruluşların, her fırsattan yararlanarak şirketimize karşı "çamur at izi kalsın" anlayışı ile hareket etmekte oldukları anlaşılmaktadır. Bu gerçek dışı iddiaların halkımız tarafından dikkate alınmadığından emin olmakla birlikte doğruları, zaman, zaman açıklamakta yarar görüyoruz. Halkımız kışkırtmalara kapılmasın, gönül rahatlığı içinde olsun. Saygılarımızla,Ovacık Altın Madeni - 13.03.2000
Ovacık Madeni Çalıştırılacak
Avustralya'da bir ekonomi gazetesinin iddiası: Ovacık
Madeni Çalıştırılacak
The Australian Financial Review, Bergama'daki altın madeninin işletileceğini açıkladı. Gazete, Ecevit'in, "Anlaşacağımızdan umutluyum" sözlerine yer verdi.
Ülkenin en büyük ekonomi gazetesi The Australian Financial Review haberinde, Avustralya Başbakanı John Howard'ın geçen hafta sonu gerçekleştirdiği Türkiye'deki temasları sırasında Ovacık altın madeninde altın arama ve çıkarma çalışmalarının sürdürülebileceği yönünde Türk Hükümeti'nden söz aldığını belirtti. Avustralya Başbakanının gezisini izleyen muhabirleri Loise Dodson ve Ian Howarth imzasıyla yayınlanan haberin başlığı ise "Başbakanların konuşmasından sonra Türk madeninde ilerleme" diye verildi.
Haberde, siyanür kullanımının çevreyi kötü etkileyeceği korkusuyla Türkiye'de büyük tepki alan madenin işletilme olasılığının ziyaretle birlikte gündeme geldiği belirtilirken, "Türk ve Avustralya Başbakanlarının resmi görüşmelerinde Türk hükümeti projeye onayını açıkladı" deniliyor.
Mahkeme kararı Avustralyalı NORMANDİ madencilik şirketinin tamamına sahip olduğu EUROGOLD' un 1997 Aralık ayından bu yana üretim için gerekli onayı beklediği hatırlatılan haberde, Başbakan Bülent ECEVİT’ in hükümet adına projeyi prensipte kabul ettiğini söylemesine rağmen projenin çevreci davalar nedeniyle iptal edilebileceği de vurgulanıyor.
Başbakan ECEVİT' n Avustralya Başbakanı Howard'a resmi görüşmeler sırasında söyledikleri ise şöyle aktarılıyor: "Bir anlaşmaya varacağımızdan umutluyum. Bu konu mahkemelere bağlı bir olay. Tabii ki biz tek başımıza bir karar alamayız. Ancak mesele üzerinde bir anlaşmaya varılacağını umut ediyoruz."Avustralyalı NORMANDİ madencilik şirketinin Ovacık'ta 78 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdiğine de yer verilen haberde, madenin üretime başlaması durumunda yıllık 105 bin ons altın elde edileceği kaydediliyor.
Altını ayrıştırma işlemleri sırasında kullanılacak siyanür yüzünden, Bergamalıların ve sivil örgütlerin tepki gösterdiği madenin geleceğini mahkeme belirleyecek. 01.05.2000
SEFA TAŞKIN’IN İDDİASI:
EUROGOLD'UN SAHİBİ NORMANDY G. AFRİKALILARA SATILIYOR
Bergama'da siyanürlü altın madeni işletmek isteyen EUROGOLD adlı şirketin Avustralyalı sahibi NORMANDY MINING firması G. Afrikalı ANGLO AMERİCAN CORP' a, 150 milyon Avustralya dolarına satılıyor.
AAC olarak da anılan, dünyanın en büyük altın ve elmas şirketlerinden biri olan ANGLO AMERICAN CORP' un uzun yıllar G. Afrika ve Rodezya'da ırk ayrımını savunduğu, ırkçı rejimlerin bu şirketin yardımıyla yıllarca ayakta kalabildiği biliniyor.
Avustralya'da yayınlanan FINANCIAL REVIEW gazetesinde 20.07.2000 tarihinde yer alan habere göre NORMANDY MINING firmasının sahibi ROBER CHAMPION' de CRESPIGNY,son ekonomik gelişme çevresinde şirketin satılacağını bildirdi.
Avustralya borsasında hisse senetlerinin değeri son on yılın en düşük değerine ulaşan NORMANDY MINING mali açıdan çok kötü duruma düşmüştü. On yıldan bu yana, halkın direnişine ve mahkeme kararlarına karşın Bergama'da ısrarla siyanürlü altın madeni işletmek isteyen EUROGOLD' un
Avustralyalı sahibi NORMANDY MINING' in Avustralya Borsasında (Stockhouse of Australia) işlem gören 1 adet hisse senedi:1993 yılı sonu ve 1994 yılı başında 2.8 Avustralya Doları iken 1999 ekiminde 1.5 Avustralya Dolarına düşmüş, bu tarihten itibaren sürekli düşüş yaşayan hisse senedinin değeri Temmuz başında 0.87 Avustralya Dolarına kadar inmiştir. Bu sert inişten NORMANDY MINING' in on yılda 3.2kat,son sekiz ayda1.7 kat değer kaybettiği anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili olarak Bergama'da kurulu ve PERGAMON Derneği olarak anılan Çevre Koruma Kuruluşunun ve Bergama belediyesinin eski Başkanı SEFA TAŞKIN şunları söylüyor
EUROGOLD' un sahibi el değiştiriyor,satılıyor. Hisse senetleri Avustralya'da büyük değer kaybeden NORMANDY 'in sahibi de CRESPIGNY kuruluşu şirketi satmakta buldu. Haziran ayı sonunda Avustralya'da NORMANDY tarafından işletilen BRONZEWING altın madeninde3 kişinin ölümüyle sonuçlanan kaza Türkiye'ye ileri teknolojiyi getirdiğini söyleyen EUROGOLD' un sahibi NORMANDY' ye büyük prestij kaybettirmişti.
Türkiye'ye ilk geldiği yıllarda Alman,Fransız ve Avustralyalı şirketlerin ortaklığıyla bir çok uluslu şirket görüntüsünde olan şirketi,DANIŞTAY kararından sonra siyanürlü madenin işletilemeyeceği kesinleşince önce Fransızlar sonrada Almanlar terk etti. 1 yıldan bu yana tümüyle Avustralyalıların kontrolünde bulunan EUROGOLD önceki yıllara göre daha agresif bir tutum sergilemiş,mahkeme kararlarını yok sayan bir tutuma girmiş hatta, Bergama'daki madeni işletmek için Avustralya Başbakanını dahi Türkiye'ye getirtmişti.
EUROGOLD' un sahibi NORMANDY şirketinin şimdi G. Afrikalıların eline geçeceğini anlaşılıyor. Dünyada yıllarca ırkçılığı ayakta kalmasına neden olan,bu yüzden on binlerce insanın acı çekmesine yol açan OPENHEIMER ailesine ait olan ANGLO AMERİCAN CORP' un (AAC),bu sicilli ırkçının EUROGOLD' un sahibi olacak olması anlaşılan Bergama çevre koruma mücadelesine yeni bir boyut katacaktır.
Yetkililer ve ilgililer, artık on yıldan bu yana Türkiye'de seyredilen "siyanürlü altın oyununa"son vermelidir. Bergama'da SİYANÜRLÜ ALTIN MADENİ işletilmeyeceği kesin olarak EUROGOLD' a tebliğ edilmeli,bugün batmakta olan Avustralyalı NORMANDY şirketinin uzantısı olan,yarın ırkçı ve gaddar AAC' nin malı olacak olan EUROGOLD evine gönderilmelidir. 31.07.2000
ALTIN KÖYLÜLERİNDEN EYLEM
Altın Bölgesi köylülerinden oluşan yaklaşık 60 kişilik bir gurup Hükümet binası önünde toplanarak Kaymakam Ali ŞANLIER’ e dilekçe verdiler.
Dilekçede şunlar yer alıyor:
KAYMAKAMLIK MAKAMINA BERGAMA, Başbakanlık müsteşarlığı 5.4.2000 gün ve B,02 Müs, 013.00.00-269-263 nolu yazısı ile İç İşleri, Sağlık, Bayındırlık, Enerji, Orman ve Çevre Bakanlıklarından BERGAMA-ÇAMKÖY-OVACIK MEVKİİNDE BULUNAN ALTIN MADENİ işletmesi ile ilgili olarak TUBİTAK' tan alınan rapora göre mahkeme kararlarında Belirtilen risk faktörünün ortadan kalktığı bu nedenle ilgili Bakanlıkların konuyu yeniden değerlendirmek suretiyle işlem tekemmül ettirmelerini istemiştir.
1-Öğrendiğimiz bu Başbakanlık genelgesi doğrumudur. Böyle bir genelge ilgili Bakanlıklara altın madenciliği ile ilgili bir talimat verilmiş midir?
2-Böyle bir Başbakanlık kararından sonra Orman Bakanlığın ait olan BERGAMA EUROGOLD firmasına tahsisi yapılan daha sonra BU TAHSİSİ YENİLEMİYEN Bakanlığın (Orman Genel Müdürlüğü) Orman alanı içerisinde izinsiz kaçak, atık barajı ve inşaatlar yaptığı gerekçesiyle BERGAMA MAHKEMELERİNDE ilgili firmaya DAVA AÇMASINA KARŞIN TAHSİSİ TEKRAR UZATARAK YARGI KARARLARINI BEKLEMEDEN GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANMIŞTIR.BU YÖREDE YAŞIYAN BİR YURTTAŞ OLARAK BİLME HAKKIMI KULLANMAK VE SÜRESİ İÇERİSİNDEYÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİNDE BULUNMAK İSTİYORUM. BÖYLEBİR TAHSİSİN İLGİLİ BAKANLIKÇA YAPILIP YAPILMADIĞININ, TARAFIMA HAKLARIMI KULLANMAK ADINA BİLDİRİLMESİNİ SAYGILARIMLA TALEP EDERİM.
‘GİZLİ ÖRGÜT’ SORUŞTURMASI
Bergama’da içlerinde eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın ve CHP eski İlçe Başkanı Oktay KONYAR’ ın da olduğu 81 kişi hakkında gizli örgütlerle ilişki içinde oldukları gerekçesiyle soruşturma açıldı.
Bergama Kaymakamlığının 1999 yılında Cumhuriyet Savcılığına yaptığı suç duyurusu üzerine, Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İlçe Jandarma Komutanlığından istenen tahkikat sonucu hazırlanan raporda, 81 kişinin gizli örgütlerle ilişki içinde olduğu, gizli örgütlerden finansal destek alarak devlet karşıtı eylemler yaptığı belirtiliyor.
Eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın: “Tahkikat dosyasına konmuş evrakların çoğunun başında EUROGOLD firmasının faks amblemi var.”
Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı İllegal Kuruluş konusu altında 28 Mart 2000 tarihinde Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği raporda, masumane başlayan protesto gösterilerinin süreç içinde illegal örgütlerle ilişkiye dönüştüğünü ve devlete kafa tutan bir konuma geldiği belirtiliyor.
Hazırlanan bu raporun Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı 17.07.2000 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyayı İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiyor. İzmir DGM de dosyayı inceleyerek, sanıkların ifadelerini almak ve yeniden değerlendirmek üzere takipsizlik kararı vererek dosyayı Bergama Cumhuriyet Savcılığı’na iade ediyor.
Bu durum üzerine Bergama Cumhuriyet Savcılığı 81 kişinin bölüm, bölüm ifadelerini almaya başladı.Konuya açıklık getirmesi bakımından İlçe Jandarma Komutanlığının yazısı ve mahkemelerin konu ile ilgili kararları:
İlçe Jandarma Komutanlığı’nın, Cumhuriyet Savcılığının isteği üzerine “İllegal Kuruluş” konu başlığı altında yaptığı tahkikat raporu
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA - BERGAMA
1-Bergama İlçesi ovacık köyü mülki sınırları içersinde l989 yılından itibaren çok uluslu yabancı şirket olarak EUROGOLD Altın Maden şirketi adı altında kurulan maden ocağı ve tesisleri Bergama ilçesinde faaliyete geçmesi halinde çevreye ve ekolojik yapıya zarar vereceği endişesi ile yerel vatandaşların tepkisine neden olmuştur. Bu tepkiler geçen zaman içerisinde ülkemiz genelinde bulunan legal ve illegal örgütlerin dikkatini çekerek Bergama Halkının yanında yer almak ve destek vermek şeklinde tezahür etmiştir. 1999 yılında itibaren şirket aynı isim altında diğer yabancı ortaklarından ayrılarak EUROGOLD Altın Madeni Şirketi adını almıştır.
Altın Maden şirketine karşı Bergama İlçesinde oluşturulan Maden Karşıtı Vatandaşların Kamuoyu desteği zaman içerisinde Marksist illegal örgütlerin insiyatifine geçerek örgütlerin istekleri doğrultusunda hareket eder konuma gelmiştir. Bergama ilçesinde resmi olmayan illegal bir yapılanmaya ve örgütlenmeye gidilerek ülkemiz geneline illegal örgütlerin finansman desteği ile taşınmıştır. Sadece Bergama köylülerinin masumane bir tepkisi ile başlayan tepkiler illegal örgütlerin ülkemiz genelinde gövde gösterisi yapılmasına kadar varan, görüntüde Bergama köylüleri olmakla birlikte illegal örgütlerin amaçlarına hizmet eden, devlete ve sisteme kafa tutan bir hareket noktasına getirilmiştir.
Yapacak oldukları Toplantı, Gösteri ve Yürüyüşlerde İlgi (c) Kanun gereğince Mülki Makamdan izin almaları gerektiği halde herhangi bir izin talebinde bulunmaksızın bu tür faaliyetlere girişmeleri illegal örgütlerin özelliklerindendir. Bergama İlçesinde İllegal Örgütlerin desteğinde oluşturulan
Çevre Yürütme Kurulu Yönetim Kurulu üyeleri EK-A Çizelgede belirtilen şahıslarda oluşmaktadır. Çevre Yürütme Kurulunun Halk Komitelerinin genellikle Maden Karşıtı Köylerden Komite Başı olarak görevlendirmeler yapıldığını, Bunlarında Köylerde Vatandaşları etkileyebilecek şahıslardan seçilmiştir.
2-1996 yılından itibaren EUROGOLD Altın Madenine karşı Bergama İlçesi ve Ülkemiz genelinde genellikle izinsiz olarak tertiplenen Eylemlere ait Kayıtlarımızda bulunan, Belgeler, Gazete Küpürlerinden Takip edilerek tespit edilenler EK-B Çizelgede çıkartılmıştır. Ayrıca birer suret fotokopileri ilişikte sunulmuştur.
3-Ayrıca İllegal örgütlerden DHKP-C ve TİKKO örgütlerinin İNTERNET sayfalarında açmış oldukları E-MAİL' lere ait suretler ilişikte sunulmuştur. Bunların içeriklerinde resmiyette bulunmayan ancak yapmış oldukları birkaç senelik illegal faaliyetlerin devamlılığı ve kamuoyunda oluşturdukları yapıya bakıldığında bu faaliyetlerin yapılabilmesi için gerekli olan finansal maliyeti de hesaba katıldığından bu faaliyetlerin Bergama ilçesinin Çam köy, Narlıca, Pınar köy ve Ovacık Köylülerinin kendi başlarına organize etmedikleri anlaşılmaktadır. İllegal örgütlerin finansal desteği ile yapıldığı veya Yurt dışındaki güçlerce finansal destek sağlandığı değerlendirilmektedir.
4-Oluşturulan bu illegal Çevre Yürütme Kurulunun Başkanı durumundaki Sanık Oktay KONYAR ve Yönetim kurulundaki diğer sanıkların yapmış oldukları eylemlerden Maden Sahasının iki defa işgali neticesinde meydana gelen zarar ve ziyan ile ilgili Adli Tahkikatlar yapılmıştır. Davaları devam etmektedir. Bunun haricinde Kamu düzenini bozucu nitelikteki yaptıkları İzinsiz Toplantı, Gösteri ve Yürüyüşler, Basın Açıklamaları ve Konvoylarla Örgütlü bir suç işlenmektedir. Ayrıca Çevre Yürütme Kurulu, Yönetim Kurulunu oluşturan Sanıkların bir çoğunluğunun Kamu görevlisi olmaları dikkat çekmektedir.
5-1996 yılında günümüze kadar yapmış oldukları

Hiç yorum yok: