19 Şubat 2009 Perşembe

KENDİ MALIMIZI BİZE SATACAKLAR

Orman kanunun 2 / B maddesine göre Orman köylerinde “ORMAN KAPSAMI DIŞINA ÇIKARILAN ARAZİLERİN” hemen hepsi köylülerin kendi yerleridir.

Bu araziler Ormanı kesip, yakıp kazanılmamıştır.

Köylülerin dedeleri, babaları tarafından kullanılan veya miras kalan kendi yerleridir.

TAPULAMA – KASATRO sırasında;

Arazilerin tapu (orman köylerinde tapulu arazi çok azdır) veya vergi kayıtları (1936 – 1940 tarihleri arasındaki VERGİ TAHRİR KAYITLARI) dayanak kayıtlar olup bunların miktarlarına itibar edilir.

1936 – 1940 da “vergisini ödeyemem” diye arazisinin miktarını hep az yazdırılmıştır.

Arazinin hududunda orman varsa Tapulama – kadastro sırasında tapu - vergi kaydında yazan miktardan fazlası kesilerek “maliye hazinesi” adına tespit ve tescil edilir.

İşte orman köylerinde ORMAN KANUNUN 2/B MADDESİNE GÖRE ORMAN KAPSAMINA ÇIKARILAN ARAZİLER” bunlardır.

Zaten köylünün bu kendi yerleri olan bu araziler şimdi köylüye para ile satılacaktır.

Bu araziler “kimden alınmış ise ona veya mirasçılarına bedava verilmelidir.

Ama İstanbul, İzmir, Antalya, Marmaris gibi büyük şehirlerde veya turizm bölgelerinde eskiden orman iken şimdi koca mahalleler oluşmuş, üzerinde apartmanlar, villalar, oteller yapılmış yerler,

ORMANLAR yakılarak, kesilerek bu hale gelmiş sonra da işgal edilmiş kaçak yapılaşma ile bu hale gelmiştir.

Bu durumda olan yerlere ne yapılmalı ona uzmanlar çözüm bulmalıdır. 19.02.2009

Hiç yorum yok: