14 Mart 2009 Cumartesi

BASİRETİ BAĞLANMAK

Ülkemiz genelinde bir ay sonra yerel “belediye başkanlığı, il genel meclisi” seçimleri var.

Bu seçimde de Ak Parti % 47 olan oyunu koruyacak hatta daha da arttıracak deniyor, Yapılan bir çok ankette Ak Partinin oyları % 50 yi aşmış görülüyor.

Bütün başarısızlığına rağmen seçmenler 2007 de oyunu yine Ak Partiye vermişti.

Seçmen bu gün acaba ne düşünüyor?

Ak parti bizi yanlış anladı. Oyu artınca şımardı. Kimseyi dinlemez oldu. “Yanlış yapıyorsunuz” diyene kızdı, azarladı hatta ceza vermeye başladı.

İktidara gelirken “Yasakları kaldıracağım” dedi, şimdi kendi yasakçı oldu.

Yolsuzlukları kaldıracaktı, başta belediyeler olmak üzere, ihalelerde, özelleştirmelerde, yapılan her işte yolsuzluklar daha da arttı. Üstelik iktidar yanlısı kimseden hesap sorulamdı.

Bazı makam ve mevkilere gelenler, bu konuma nasıl ve nereden geldiklerini unutup kısa sürede iktidarın nimetlerinden yararlanıp köşeyi döndü. Kendi aralarından kişilerden “Yaptıklarınız yanlış” diyen az sayıda kişiyi de susturup, cezalandırdılar. Yinede çoğunluk “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı ile sessiz kaldı. Yapılanları görmedi, görse de görmezden geldi veya göz yumdu.

“Bunlar inançlı insanlar, Allah’tan korkarlar, kul hakkı, yetim hakkı yemezler,”

Bazı yanlışlar yapsalar da “bunu kişisel hesaplarla değil “büyük bir dava için yapıyordur” diye düşünüldü.

Alanda verende de razı dedi.

Eğer gerçekten yolsuzluk yapılıyorsa yöneticilerimizin haberi yoktur, öğrendiklerinde bu yolsuzlukları yapanları en ağır şekilde cezalandıracaklardır dendi.

Kendi seçtiklerimize, yöneticilerimize “Yolsuzluk yapıyorsunuz” dersek düşmanların eline koz vermekten korkuldu.

Bir kısmımız da elbet bir gün sıra bize de gelir diye de düşündü.

İşte bu nedenlerle bu güne kadar sessiz kalındı. Ama “Deniz Feneri” olayı da gösterdi ki dindarlar için hayati bir öneme sahip olan yardımseverlik, yoksullar ve yoksunlar için toplanmış paralarla da bazı kişiler zengin olmuş.

Şimdi bir çok kişi acaba “yanlış yapmışız” diye düşünmeye başladı mı?

Ak Partiyi 7 yıl önce iktidar yaptık, son seçimlerden daha fazla oy vererek bir şans daha verdik, sorunlarına çözüm bulmasını umut ettik.

Fakat her geçen gün yoksulluk alabildiğine arttı. Milyonlarca kişi devletin, belediyelerin verdiği sadakalara muhtaç hale geldi.

Bundan çok değil 6 - 7 yıl önce “YASAKLARDAN, YOKLUKTAN, YOKSULLUKTAN” birlikte yakınıyorduk. Bu sorunları çözecek diye Ak Partiye oy kazandırmak için birlikte koşturduk.

Ama bazı kişiler Ak parti iktidara geldikten kısa süre sonra zengin oldu. Villalarda oturmaya, pahalı arabalara binmeye, kılık kıyafetlerini en pahalı mağazalardan hatta Avrupa’dan almaya, yemeklerini lüks lokantalarda yemeğe başladılar. Lüks bir yaşam sürmeye başladılar. Devamlı karşı oldukları israf alabildiğinde arttı.

Çocuklarını ABD de, Avrupa’da okutmaya, büyük şirketler kurmaya veya büyük şirketlere ortak olmaya başladılar. Bu kişiler bizlere “HALİNİZ NEDİR? Diye sormaz oldu.

Ama onlar gün geçtikçe zenginleşirken, ülkede büyük çoğunluğun durumu her geçen gün daha da kötü oldu. Bir çok insan işini kaybetti. Bankalara borçlarını ödeyemez hale geldi.

Ürünü para etmeyen çiftçi topraklarını kaybetti.

Bir de Dünya Ekonomik kriz çıkınca büyük fabrika ve işletmeler bile binlerce işçiyi işten çıkardılar.

Küçük esnaf ve sanatkarın da işi bozuldu. İnsanlar evine ekmek götüremez, kirasını, taksitlerini ödeyemez hale geldi.

Milyonlarca kişi bu gününden ve gelecekten kaygılı, iş bulmaktan umudu kesmiş dahası “ÇARESİZ NE YAPACAĞINI BİLMEZ” hale geldi.

“Bu seçimler iktidarı değiştirmeyecek.”

Bizim oylarımızla iktidar olan, daha önce bütün söylediklerini, verdikleri sözleri ve bizi unutan, sadakaya muhtaç eden AK PARTİYE bu seçimlerde bir ders verelim, oylarımız ile cezalandıralım mı diyecekler?

Yoksa

“BASİRETİ BAĞLANMIŞ” gibi; “OYLARINI YİNE AK PARTİYE Mİ VERECEKLER?

30 mart günü bunu hep birlikte göreceğiz. 28.02.2009

Hiç yorum yok: