23 Mayıs 2009 Cumartesi

DEMOKRATİKLEŞEBİLİR MİYİZ?

Bizi içinize alın diye AB ye yalvardık, her istediğinizi yaparız dedik.
AB (Avrupa Birliği) bize şartlarını söyledi. AKP iktidarı da bu şartları kabul etti ve anlaşmaya imzayı attı. Sanki o anda AB ye girmişiz gibi tüm ülkede davullarla kutlamalar yapıldı.

O günden bu yana körler ve sağırlar bile anladı ki, AB bizi içine almayacak.

Buna rağmen biz AB ye girecekmiş gibi, AB sanki bizi “zamanı belli olmasa bile” içine alacakmış gibi görüşmeler yapıyoruz.

Neden?

Çünkü AB bize istediklerini yaptırabilmek için “SİZİ ALMAM” demiyor.

AKP de iktidarda kalmak için AB ve ABD desteğini kaybetmemek için onların isteklerini yerine getirmeye çalışıyor.

AKP 3 yıl öncesine kadar bazı istekleri yerine getirdi ama artık bundan sonrasını yapmak kolay değil. Hatta imkansız.

Ama bazı istekler var ki AB istememiş olsa bile “DEMOKRATİKLEŞMEK, YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK” açısından zaten bizim yapmamız gerekir.

AKP iktidarının istese bile yapamayacağı AB talepleri neler?

- Hangi partileri kapatılacağına Anayasa mahkemesi değil TBMM çoğunluğu karar versin. Laikliğe aykırı davranan partiler kapatılmasın

- Azınlıklar (Rum ve Ermeniler) mülkleri geri verilsin. Azınlıklara dinsel özgürlükler tüm yükümlülükler yerine getirilsin, HEYBELİADA RUHBAN OKULUNUN yeniden açılsın ve “EKÜMENİK PATRİK” unvanının kullanımına izin verilsin,

- Güney Kıbrıs Rum hükümetinin tüm Kıbrıs’ı temsil ettiğini kabul edin, onlara bütün liman ve hava alanlarınızı açın. Kıbrıs da bulunan Türk askerlerini çekin.

- Ermeni soykırımını kabul edin. Ermenistan sınır kapısını açın.

- DTP milletvekilleri, LEYLA ZANA ile birlikte DTP üyesi 53 belediye başkanı görüşlerini açıkladığı için dava açılması yanlış, davayı sona erdirin.

- Genel kurmay milli savunma bakanlığına bağlansın. İster iç ister dış güvenlik söz konusu olsun asker hiçbir şeye karışmasın. Siyasi iktidara bağlı olsun ve onların her dediğini yapsın.

- Türk Ceza Yasasının 301. maddesindeki değişikliğin yeterli değil, bu madde ile diğer kısıtlayıcı maddelerin tamamen kaldırın.

AKP iktidarının yapmak istemediği AB talepleri neler?

- Mali sorumluluk ve şeffaflık sağlanması amacıyla kamu yönetimini ve personel politikalarında reform yapılması,

- Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ile teftiş sistemi hususlarında yargının diğer devlet kurumlarından bağımsız olmasının sağlanması. HSYK ’nın yargının bütününü temsil etmesinin sağlanması; Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun çıkarılması, İstinaf mahkemelerinin kurulması.

- Kapsamlı yolsuzlukla mücadele stratejisi oluşturulması; uygulamanın izlenmesi için bir merkez kurulması. Kamu görevlileri etik davranış ilkeleri hakkındaki yönetmeliğin uygulanması, hükümlerin seçilmişler, yargıçlar, akademisyenler ve askeri personeli kapsayacak şekilde genişletilmesi;

- Parlamenter dokunulmazlığının sınırlandırılması.

İşkence ve Kötü muameleye karşı ‘sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda önlemlerin eksiksiz uygulanması. Türkiye’nin eylül 2005’te imza koyduğu İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi’nin Ek İhtiyari Protokolünü onaylaması. Kolluk kuvvetlerinin işkence ve kötü muamele konusundaki eğitimlerinin sürmesi; Suçun cezasız kalmaması için iddialara ilişkin faillerin belirlenip cezalandırılmasını sağlayacak şekilde etkili soruşturmalar yürütmesi.

Şiddet İçermeyen düşüncelerini açıkladıkları için haklarında dava açılan ya da hüküm giyen kişilerin durumlarının düzeltilmesi.

AİHS içtihatlarına uygun şekilde dernek kurma ve barışçı toplantı yapma özgürlüğüne ilişkin reformlar uygulansın. Güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanması önlensin.

Partilere yönelik mevzuat AB standartlarına uyularak demokratikleştirilsin. Türk sivil toplumunun Avrupa’daki muadilleriyle iletişiminde engel kalmasın.

Namus suçları da dahil şiddet eylemlerine karşı önlemler alınması. Tüm büyük şehir belediyelerinde sığınma evleri oluşturulması. Kadının, eğitim, iş, siyaset alanındaki varlığının ve rolünün artırılması.

Çocuk Hakları Yasasının tam anlamıyla uygulanması; çocuk işçiliğinin ve sokak çocuklarının durumunun iyileştirilmesi çabalarına devam edilmesi.

AKP bunların hiç birini yapmıyor çünkü yapmak işine gelmiyor.

Ama, Demokratikleşme, AB istiyor diye;

Parti kapatmayı zorlaştıracak.

“ANAYASA MAHKEMESİNİN ÜYELERİNİ” kendi belirleyecek.

Başta anayasa mahkemesi olmak üzere bütün yargının üst yönetimlerinde bulunan savcı ve yargıçların kimler olacağına kendisinin karar vermesinin yolunu açacak.

Yaptıklarından hiç kimse hesap soramasın.

Anayasa değişikliklerini yapmak istiyor.

Ana muhalefet partisi CHP, “Anayasa mahkemesinin 11 üyesinin 10 u tarafından LAİKLİĞE AYKIRI DAVRANIŞALARIN ODAĞI OLAN AKP” nin demokratikleşme için değil sadece kendisi için değişiklik yapar” diyor.

Anayasa değişikliğine destek vermiyor.

AKP li meclis başkanı Köksal TOPTAN bile,

“YENİ BİR ANAYASAYI BU MECLİS YAPAMAZ. YENİ BİR ANAYASAYI YAPMAK İÇİN BİR KURUCU MECLİS GEREKİR” diyor.

Durum böyle iken sorarım size;

AB ve AP nin bizden öncelikle istedikleri ülkemiz çıkarlarına uygun mu?

AB 10, 20, 30 hatta 50 yıl sonra bile bizi içine alır mı?

Başbakan ve AKP demokratik bir anayasa yapar mı?

CHP anayasa değişikliği için “benden destek yok” derken haksız mı? 06.05.2009

Hiç yorum yok: