4 Temmuz 2009 Cumartesi

YÜZ GÜN DOLDU.

Bergama belediye başkanlarının hepsi “çok başarılı olduklarını, çok iyi hizmet yaptıklarını” söyleseler de ikinci kez seçilemiyorlar.

40 yılda sadece Sefa taşkın 2 dönem üst üste seçildi. Ama 3. kez seçilemedi. Bir daha denedi yine seçilemedi.

Akif ERSEZGİN başarılı belediye başkanı idi. Ama ikinci defa seçilemedi. Göreve başladığı ilk günlerde herkesi azarlaması, “babamı bile dinlemem” demesi, etrafındaki herkesi “beceriksiz hatta çıkarcı” görüp “kimseye güvenmemesi” çok kötü izlenim bıraktı. Özellikle son 3 yılında güzel şeyler yaptığı halde bu izlenimler unutulmadı ve 2. kez seçilemedi.

Arkasında güçlü ve tek parti iktidarı varken, yol arkadaşı Cumhurbaşkanı iken, dahası iktidardan büyük para yardımı alıp, çok daha fazla da borç da yaptığı halde RAŞİT ÜRPER seçimi kaybetti.

Aday olduklarında her zaman “EKİPTEN” söz etseler de her zaman BAŞKANLAR’IN dedikleri olur. Kendilerinin başkan olduğunu, her zaman son sözün kendilerinde olduğunu “BÜYÜK REİSİN KENDİLERİ OLDUĞUNU” en yakınına dahi bunu kabul ettiremez ise başarılı olamazlar.

RAŞİT ÜRPER’ de, Belediye başkanı “büyük reis” olamadı, belediyeyi o değil “dışarıdan gelen danışman” yönetti. Arkasında iktidar gücü olmasa aldığı oyların yarısını bile alamazdı.

Bu seçimde belediye meclisimiz çok demokratik bir şekilde oluştu.

İktidar 12 muhalefet 13. çoğunluk ancak başkanın oyu ile sağlanabiliyor. Bu nedenle meclisten geçecek bütün kararların uzlaşma ile geçmesi gerek.

Vatandaş mazeret dinlemez. Seçildiğinin ertesi günü sorunları birer, birer hem de kısa sürede çözmeni ister. İnsanlar akın, akın tebrike geliyor, başkan personelle, birim amirleri ve müdürler ile toplantı bile yapamadı, demez. “Daha bir işe bile el atmadı” derler.

Günümüzde her yerde Belediye başkanının en büyük sorunu “İŞSİZLİK.” Başkana tebrik için gelenler bir yandan da “İŞ” istiyor.

Diğer bir önemli sorun da Belediyelerin borçları.

Ama aday olduklarında da bu sorunları biliyorlardı. Mazeret üretme hakları olamaz.

Ayrıca yeni seçilen Başkanların; “Acaba yanlış yapar mıyım? Birde şuna sorayım, biraz bekleyeyim” demek, “PROJE, plan, para, bütçe, borç, alacak” hesapları ile günler hatta aylarca uğraşma hakkı yoktur.

Başkanlar ellerini taşın altına sokacak. Yapılması gereken zamanında yapılmazsa, “vatandaş “BUNLAR BU İŞİ BECEREMEYECEK” damgasını hemen yapıştırıverir. Bu inanç zihinlere bir yerleşti mi ağzınla kuş tutsan kolay, kolay değişmez.

Bu nedenle ilk izlenim çok önemlidir.

Bunun için işe, para, zaman ve zorluk yaratmayan birkaç olumlu işten başlanıp, verilen sözlerden bir kaçı yerine getirebilir.

Örneğin Bergama’da söz verilen “Semt pazarları, Kınık, Dikili ve YUNTDAĞ garajları, ” açılabilir.

Kaldırım işgalleri engellenebilir.

Çöp arabaları “kamu hizmeti yapıyoruz” diye trafiğin en sıkı zamanında yol ortasında duruyor. (Ayni şeyi yol kenarındaki çiçekleri sulayan tankerlerde yapıyor.) Cadde ve sokaklarda kağıtlar, naylon torbalar havada uçuşuyor. Bu konuda çöp toplama şirketi uyarılabilir.

Ana caddede ızgaralarda her gün birkaç motosiklet kayıyor, kaza sonucu birkaç kişi yaralanıyor. Buna geçici bir çözüm bulunabilir.

Trafiğin yoğun olduğu mahallelerde yolların gidiş – geliş (tek yön) uygulamasına geçilmesi için çalışma yapılabilir.

Kısaca, para, pul istemeyen benzer sorunlar için zaman kaybetmeden bir şeyler yapılabilir.

Zaman da çabucak geçiyor. 100 gün geçti bile. Beş yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer.

100 gündür ne yaptınız, ne düşündünüz vatandaş bilmiyor.

Ama halk hala size inanıp, güveniyor. İyi niyetle sizin (başkan ve tüm meclis üyeleri) sorunların çözüleceğinizden çok umutlu.

Sayın başkan ve sayın meclis üyeleri, “Lütfen ama lütfen, İnsanların size güvenini boşa çıkarmayın”. 27.06.2009

Hiç yorum yok: