7 Şubat 2010 Pazar

LİNÇ

LİNÇ

Küçük bir kasabada bir cinayet işleniyor.

Yabancı biri cinayet zanlısı olarak gözaltına alınıyor.

Halk zanlıyı linç etmek istiyor.

Emniyet görevlileri dirense de kalabalık binada yangın çıkarılıyor.

Bu karışıklıkta zanlı kaçıyor ama halk onun yandığını düşünüyorlar.

Bu olaylar olduğu sırada kasabada film çeken ekip bütün olayları görüntülediğini anlaşılıyor.

Bu görüntüler delil kabul edilip linç girişimine katılanların yüzlerce kişi hakkında “toplu halde linç girişimi ile öldürme suçu” nedeni ile dava açılıyor ve yargılama başlıyor.

Kışkırtıcılar, en önde olanlar için en ağır ceza istenirken tüm katılanlar içinde az veya çok cezalandırılmaları isteniyor.

Bunu yıllar önce bir filmde seyretmiştim.

Doğru olanı da budur.

Eğer kendini hem yargı, hem cellât yerine koyanlara ses çıkarılmaz, hatta iyi yapmışlar diye düşünürsek yarın ayni şey bizim başımıza da gelmez mi?

Sivas olayları da linç değil miydi?

Orada bulunanların görüntülerini TV de izlemedik mi?

Kaç kişiyi cezalandırdık?

Bazı kişiler basın toplantısı yaparken saldıranların hangisi yakalanıp yargıya götürüldü?

Bazı kişiler adliye önünde bile zanlıları linç etmek, dövmek için saldırdığında hangisi güvenlik güçlerince yakalanıp, yargıya taşındı?

Üstelik saldırı sırasında kameralar çalışıyor ve akşam biz TV de izliyoruz.

Kameralardan tespit edilip katil yakalanıyorsa linç girişiminde bulunanlar tespit edilip yakalanamaz mı?

Ama bu yapılmadığı gibi “POLİS LİNÇ ETMEK İSTEYEN HALKIN ELİNDEN KURTARDI” deniyor.

Bir kişinin suçlu olup olmadığına, eğer suçlu ise ne ceza alacağına yargı karar verir.

Linç her zaman kalabalıklarla yapılmaz.

Günümüzde “MEDYA LİNÇ” bir çok kişiyi etmiyor mu?

Peki, hiç biri ceza alıyor mu?

Eğer iktidarın aleyhine yazılıp söylenmişse hemen dava açılıyor.

Ama yandaş medya ise kimse bir şey yapabiliyor mu?

Gümüşhane baro başkanına, Danıştay yargıçlarına linç girişimini kim başlattı?

Şimdi bu saldırının sorumlusu olarak kimler gösteriliyor?

HIRANK DİNK hakkında Türklüğe hakaret ettiği nedeniyle dava açılmıştı. Yargılanırken linç etmeğe hazır topluluklar adliye kapısında bekleyip fırsat bulsa parçalayacaklardı. Basında neler yazıldı hep okuduk. Gelen mektup ve elektronik posta ile gelen tehditlerden şimdi haberimiz oldu. Bunların bir kısmını da yetkililere ulaştırdığı anlaşıldı. Yargılanma sürecinde sadece ülkemizde değil bütün dünyada bu davanın izlendiği de biliniyordu.

Buna rağmen koruma verilmediği de açığa çıktı. “bizden koruma istemedi” gerekçesini ileri sürenler acaba şimdi hiç olmazsa vicdanlarında suçluluk duyuyorlar mı?

Şimdi “HIRANK DİNK’İ ” kimin öldürdü diyorlar?

Ama onu düşman gibi gösteren, basın, medya, kişi ve kurumlar, onu korumakla sorumlu olan yetkililerin onun öldürülmesinde az veya çok payı yok mu?

Bundan sonra yapılacak iş nerede neden olursa olsun, gerçekten suçlu bile olsa herhangi bir kişi ve topluluğa linç girişiminde bulunanlara, öldürülmesi, cezalandırılması için teşvik, destek, telkinde bulunanlara en ağır cezaların verilebilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu yasalar istisnasız herkese uygulanmalıdır.

Bütün tetikçilerin 18 yaşından küçük çocukların, bu cinayetleri kendi kişisel fikir ve düşüncesi ile yapmayacağı açık değil mi? HIRANT DİNK’ i öldüren tetikçi, 17 yaşında bir genç gazetelerde yazanlardan, TV de söylenenlerden, internette okuduklarından etkilenecek, Trabzon’dan İstanbul’a gelecek, gazeteyi bulacak HIRAN DİNK’ i vuracak. Buna kim inanır?

Emniyet güçleri rüşvet var diye resmi kurumlara, uyuşturucu satılıyor diye belli işyeri ve sokaklara gizli kamere koyuyor. 3 – 5 ay bazen daha uzun süre izliyor ve sonunda suçluları yakalıyor. Solcu örgütlerin içine ajan sokuluyor. Birçok kişinin telefonları dinleniyor.

Peki, bu cinayetleri işleyen kişilerin, yaşadıkları çevreler, görüştükleri kişiler, gittikleri yerler neden gözetlenmiyor?

Neden “LİNÇ GİRİİŞİMİNDE” bulunanların tespiti ve yargıya çıkarılması için bu sistemden yararlanılmıyor?

Hiç zaman geçirmeden linç girişiminde bulunanlara en ağır cezalar getirilmeli ve uygulanmalıdır. 09.01.2010

Hiç yorum yok: