16 Mayıs 2011 Pazartesi

NASIL İDARE EDİLMEK İSTERSİNİZ?

NASIL İDARE EDİLMEK İSTERSİNİZ?

Dünyada bütün ülkeler birbirinden farklı, tarihi, sosyolojik ve siyasal koşullara sahiptir.
Yüzlerce yıldır varlığını, bütünlüğünü devam ettiren değişik yönetim biçimlerini görmüş ülkeler, yılların verdiği tecrübe ile,
20. yy ortalarından itibaren kendilerine en uygun “yönetim – rejimleri” benimsemişlerdir.

PARLAMENTER DEMOKRASİ ;
Bu güne kadar denenmiş en demokratik sistemdir.
Her 4 veya 5 yılda bir genel ve yerel seçimler yapılır.
Halk kendilerini yönetecek vekillerini ve kendini yönetmesini istediği partileri seçerler.
Toplumun bütün kesimleri değişik siyasi partiler, sendikalar, meslek odalarında örgütlenmiştir.
Herkes örgütleri eli ile yada kendisi düşünce, fikir ve görüşlerini serbestçe dile getirir.
Kimse dini, inancı, ırkı, fikri, ve düşüncesi nedeniyle hor görülemez. Herkes yasalar önünde eşittir.
Halkın tüm kesimlerinin gerçek temsilcilerinden oluşan bir “tek veya iki dereceli” meclis,
Meclis çoğunluğuna dayanan “başbakan ve bakanlardan” oluşan hükümet,
Meclis ve iktidardan tamamen bağımsız ve tarafsız yargı,
Meclis çoğunluğu tarafından seçilen ve yetkileri sembolik, kısıtlı bir cumhurbaşkanı vardır.
Bu sistemin gücü “YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI” olarak kuvvetler ayrılığını benimseyen bir anayasa” ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan SİYASİ PARTİLERDİR.
Hükümet, mecliste çoğunluğu oluşturan bir veya birden fazla parti tarafından kurulur.
Hükümet ülkeyi yönetirken kesinlikle anayasa ve yasalara uyar.
Meclis, hükümetin tasarı olarak getirdiği veya milletvekilleri tarafından getirilen kanun tekliflerini görüşür aynen veya değiştirerek kabul veya ret eder.
Meclis tarafından kabul edilen yasaları cumhurbaşkanının veto yetkisi vardır.
Cumhurbaşkanı, muhalefet partileri veya belli sayıda milletvekili kabul edilen yasaların “anayasaya aykırı” olduğunu iddia ederek anayasa mahkemesine götürülebilir. Anayasa mahkemesinin kararı kesindir.
Anayasa değişikliğinin nasıl olacağı yine anayasada belirtilmiştir.
MİLLİ İRADE; hiçbir zaman meclis çoğunluğu bulunan partinin iradesi değildir.
MİLLİ İRADE; Demokratik yollarla, eşit koşullarla yapılan seçimler sonucu, toplum bütün kesimlerinin temsil edildiği “MECLİSİN TAMAMI” dır.
Meclis ayni zamanda hükümetin bütün yaptıklarının “icraatlarının” denetim organıdır.
TEHLİKE NEDİR?
Adaletsiz seçim sistemi bir partiye, mecliste hak etmediği bir çoğunluk getirebilir. Bu parti bunu fırsat bilerek devamlı iktidarda kalmak TEK PARTİ veya ADAM DİKTATÖRLÜĞÜ kurmak isteyebilir.
İktidar partisi lideri, parti yetkili kurullarının bütün yetkilerini kendinde toplayabilir. Bu yetkileri ile önce parti üst yönetimini, sonra il, ilçe yönetimlerini kendi yandaşlarından oluşturabilir.
Seçimlerde, milletvekili, belediye başkanı kim olacak, kim bakan olacak o karar verir. Bütün bu kişiler artık sadece liderin dediklerini yapacaktır. İktidar “BAŞBAKAN” meclis çoğunluğu ile istediği yasaları çıkartabilir. Devletin bütün kadrolarına istediği ve her dediğini yapacak kişileri getirebilir. Hatta istedikleri kişiyi cumhurbaşkanı da seçebilirler.
Kim olursa olsun, itiraz eder, istenileni yapmazsa anında partiden atılacak veya görevden alınacaktır.
Böylece “YARGI” dışında devletin bütün kurumları iktidar “BAŞBAKAN’IN” emrine girmiş olacaktır.
Bütün bunları başardığı taktirde, YARGIYI” da kontrol hatta emrine almak isteyecektir.
Hatta zamanla bunların çoğunu da başarmış bulunabilir.
DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEMİ benimsemiş, her şeye rağmen bunu uzun yıllardır korumuş bir ülkede halk, tehlikeyi görecek, özgür seçme ve seçilme hakkı elinden alınmadan, yapılan ilk seçimlerde,
“TEK PARTİ veya TEK ADAM DİKTATÖRLÜĞÜNE” asla izin vermeyecektir.

BAŞKANLIK SİSTEMİ:
Dünyada hepsi birbirinden farklı, kendi tarihi, sosyolojik ve siyasal koşullarına uygun “BAŞKANLIK” rejimleri mevcuttur.
Başkanlık sistemin en iyi ABD de uygulanır. “200 yılı aşkın süredir anayasa ve kurallar değişmemiştir”
Yürütme “İKTİDAR” başkandır. Yasama “TEMSİLCİLER MECLİSİ VE SENATODAN” oluşan KONGREDİR. Üyeleri partili olsalar da kişisel olarak seçimlere katılan ve doğrudan halk tarafından seçilen milletvekili ve senatörlerden oluşmaktadır. Başkan Kongreyi feshedemez.
Başkan 4 yıllığına yardımcısı ile birlikte seçilir. Ayni kişi en fazla 2 kez başkan seçilebilir ve ülkede koşullar ne olursa olsun bu süre ve kural değiştirilemez.
Başkan seçilebilmek için dört anayasal koşul vardır: ABD'de doğmuş olmak, ABD vatandaşı olmak, 35 yaşında veya üstünde olmak, Son 14 yıldır ABD'de ikamet ediyor olmak.
Başkan, hükümet üyelerini “BAKANLARI” atar. Bakanlar kongre üyesi bile olsa üyelikleri düşer. Hükümeti senato üyeleri onaylar. Bakanlar Kongreye karşı sorumlu değildir. Sadece başkana karşı sorumludur. Başkan istediği bakanı azledebilir. Hükümet toplantılarında son ve kesin söz Başkana aittir.
Gerek duyulan yasalar kongre tarafından çıkarılır. Başkan çıkan yasaları “VETO” edebilir.
Başkan kendi politikalarını uygulayacak kadroları bürokratik kademelere atayabilir. Ancak yüksek dereceli memurların atamalarında senatonun onayı aranır.
Başkan silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Silahlı kuvvetlerin nasıl nerede ne zaman hangi biçimde kullanılacağına karar verir. En küçük rütbeli subaydan en yüksek rütbelisine kadar hepsini başkan atayabilir.
Yüksek Mahkeme başkanı başkan tarafından atanır ama senato tarafından onaylanması gerekir. Başkan yargıçları görevden alamaz. Ömür boyu seçildikleri için tarafsız ve bağımsızdırlar.
Başkan kararlarına karşı çıkamaz, uygulamıyorum diyemez. Yüksek Mahkeme, ABD'de en yüksek yargı, aynı zamanda temyiz organıdır.
Dış politikada Başkan önemli kararları bizzat kendisi alır. Başkanın yabancı devletlerle imzaladığı anlaşmalar ve büyükelçi atamalarında Senatonun onayı gerekir.
ABD'de sisteminin temeli, “Temsilciler Meclisi ve Senatodan” oluşan KONGREDİR.
Bütçenin kabulü, federal hazine çıkış ve girişler, mali yasaların yapılması tamamı ile kongreye aittir.
Kongre; isterse başkanın bazı yapmak istediklerini engellemek için harcamalarına engel olabilir.
Komisyonları mahkeme gibi davranır. Hatta başkan hakkında suçlama yapabilir. Başkanı, vatana ihanet, zimmetine para geçirme veya diğer cürüm yada ağır suçlar nedeniyle itham edip, yargılayabilir.
TEHLİKE NEDİR?
Bu sistem ABD dışında bütün ülkelerde DİKTATÖRLÜĞE dönüşmüştür.
Latin Amerika ülkeleri, Afrika, Avrasya ülkelerinde de uygulanmaktadır.
Bu ülkelerde başkanlar seçimle gelmiş olsalar da kısa sürede bütün yetkileri kendilerinde toplar, meclis, yargı ve ordu başkanın kontrolüne geçer.
Yıllar geç tikçe ülkede özgürlükler kısıtlanır, baskı rejimi oluşur, yolsuzluklar artar.
Her 4 yılda bir seçimler yapılsa da hep % 80 – 90 gibi büyük bir çoğunlukla başkan ve partisi kazanır.
Belli bir süre sonra halk artık dayanamaz ve ayaklanır. Ancak hiçbir zaman muhalefete izin verilmediği için başkan devrildiğinde yerini dolduracak bir parti, lider bulunmaz. Ülkede kargaşa ve huzursuzluk baş gösterince hemen ORDU devreye girer. Ya darbe yapıp ordu komutanı başkanın yerine geçer veya ordu geçici olarak yönetimi üstlenir ve seçimler sonucunda yeni başkan seçilir. Ama değişen hiçbir şey olmaz. Çünkü yeni başkanda halkın değil egemen güçlerin temsilcisidir. Çark bu şekilde devam eder.
TIPKI BU GÜNLERDE MISIR, GEÇMİŞ YILLARDA LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ve UKRAYNA’DA” OLDUĞU GİBİ.” Filipinler, Endonezya’da da durum farklı değildir.

YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ:
Başkanlık ve parlamenter sistemin karışımıdır. Yürütme gücü halk tarafından seçilen devlet başkanı ile meclis güvenine dayanan hükümet başkanı arasında paylaşılır. Fiili olarak ise yürütmenin başı devlet başkanıdır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği parlamenter sistem olarak tanımlanabilir.
Başkanlık sisteminden farkı yürütme organının iki başlı olmasıdır. Yani tek bir başkan yoktur yürütme organı olarak, başkanın görevini (yürütme görevi) bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanı üstlenmiştir.
Başkanlık sisteminden bir diğer farkı ise yürütme organının bir kanadı olan bakanlar kurulunun, yasama organının “meclis” güvenine dayanmasıdır. Bu durumda yasama organı, mevcut bakanlar kurulunu güvensizlik oyu ile görevden alabilir.
İstikrarlı bir yönetim biçimi denilir, bu doğrudur.
Bu sistemi uygulayan ülkeler, Fransa, Çin, Rusya’dır.
TEHLİKE NEDİR?
Parlamenter demokratik sistemdeki tehlikelerin aynisi bu sistemde de vardır.
Fransa’da sorunsuz uygulanan bir sistem ÇİN ve RUSAYA’ da TEK ADAM yönetimine dönüşmüştür.

SONUÇ OLARAK:
Bu sistemlerden birini uygulayan bir ülke başka bir sistemi benimsemek isterse, anayasasında köklü bir değişiklik yapması gerekir.
Bunu yaparken de ülkede ayrılıklara, iç kavgalara hatta bölünmelere neden olabilir.
Sizce en iyi hangi sistemdir?
Nasıl idare edilmek istersiniz? 13.02.2011

Hiç yorum yok: