30 Ocak 2008 Çarşamba

FRANSA GENÇLERİ – TÜRKİYE GENÇLERİ

“Üniversitelilerden ses seda çıkmıyor. Üniversiteler toplumların güneş giren pencereleridir. Üniversiteli siyasetten uzak durmalı diyordu Anayasayı yapan paşam. Tamam da sağlıktan ulaşıma, sokak güvenliğinden dışa bağımlılığa, sokak çocuklarından nüfus artışına, çirkin yapılaşmadan, çevre ve doğa yağmasına, sosyo–ekonomik bin bir derdin altında Türkiye yok olurken Üniversiteli neden ses vermez? Üniversiteliyi ilgilendiren bir tek sosyal yada ekonomik sorun yok mu? Hiçbir şeye canı sıkılmaz mı? Şimdilik mutlu, araba tamponlarını, jant kapaklarını tanıyor, Okan BAYÜLKEN’ e bayılıp, Polat ALEMDAR’ ı konuşuyor. Memlekette olup bitene ise ilgisiz. Bu ülkede yok sanki. Yıkılmakta olan çatının altında bir millet kalacağını hiç dert etmiyor. Ama diploma aldığında bu harabede onu kimsenin beklemediğini anlayacak. Kapılar kapalıdır. İş – miş yok. Lokma yerine ağıt düğümlenecek boğazına. Geceleri yastığının altına sokacak başını ve ağlayacak.” Bekir COŞKUN yazısında böyle diyor özetle.

Ülkemizde Üniversiteli ilgisiz. Ülkedeki sorunları umursamıyor bile. Siyasi partilerle ilgilenmiyor, sağdan soldan bihaber. Seçimlerde oy vermiyor, vermeyi de düşünmüyor. Ülke, dünya, çevre sorunları hakkında hiçbir fikri yok. Çoğu işsiz, harçlığını bile babası veriyor. Çalışanların da çoğu sigortasız. Şanslı veya torpilli olanlar asgari ücretle ve sigortalı çalışsa da sendika, iş güvencesi yok. Ama cep telefonu hem de kameralısı var. Babası en ucuz sigarayı içerken, en iyisini içiyor. Markalı giyinip kızlı erkekli park, pastane, disko artık neresi olursa gidiyor, eğleniyor. Kitap, gazete okumak, TV, radyoda haber dinlemek yok. Hayat pahalılığı, enflasyon, sosyal güvenlik onlar için bir şey ifade etmiyor.

Peki FRANSIZ GENÇLİĞİ, üniversiteli hatta liseliler neden sokaklarda günlerdir? İşçiler neden genel greve gidiyor? Çünkü GELECEKLERİNE SAHİP ÇIKIYORLAR. Okullarını bitirdiklerinde işsiz kalmamak için mücadele ediyorlar. Yeni çıkan yasaya göre 26 yaşından küçükler 2 yıllık deneme çalışmasından sonra hiç nedensiz işten çıkarılabilecek. İşte Üniversiteli ve liseli gençlik, buna karşı çıkıyor. İşçiler, sendikaları ile destek veriyor gençlere. Hükümet küçük değişiklikler yaparak yatıştırmak istiyor. Ama kanmıyor buna gençler. Genel grev kararı alıyor.

İşte bunun için Fransa’nın demokratik, laik bir cumhuriyet olduğunu kimse tartışmıyor. . Siyaseti sadece siyasi parti üyeleri yapmıyor. İktidarlar meclis çoğunluğuna dayanarak istedikleri yasaları çıkaramıyorlar. Eğer bunu yapmağa kalktıklarında sağcı, solcu hangi görüşten olursa olsun, isterse iktidar partisinin militanı olsun öğrencisi, işçisi bir araya geliyorlar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demiyorlar. Ben haklarımı almışım, onlar düşünsün demiyorlar. BU GÜN ONLARI HAKKINI KISITLAR YARIN BENİMKİNİ. ONLARIN HAKKI KISITLANIRKEN BEN SESSİZ KALIRSAM BENİM HAKKIMI KISITLARKEN BAŞKALARIDA SESSİZ KALIR DİYE DÜŞÜNÜYORLAR. İşte örneği. Üniversite, lise gençliği sokaklarda. Sağcı, solcu sendikalar destekliyor gençleri. Ne kadar direnirse dirensiz iktidar sonunda yasayı çıkaramayacak.

Neden AB’ ye üye yapmıyorlar? Neden Fransa gibi saygın olamıyoruz? Bu nu düşündüğümüzde çok şeyi anlayacağız. Ama bizim bir eksikliğimiz de DÜŞÜNME TEMBELİ OLMAMIZ DEĞİL Mİ? 2006

Hiç yorum yok: