30 Ocak 2008 Çarşamba

KENT MECLİSİ

Hiçbir siyasi partide Belediye Başkanı ve belediye meclis üyeliklerine kimin aday olacağına ne siyasi parti üyeleri ne kentte yaşayanlar karar veremiyor. Her şey siyasi partilerin genel merkezince hatta lider tarafından belirleniyor. Yıllar içerisinde anlaşıldı ki, bir kentin yönetimi siyasilere ve Belediye Başkanına ve onun her isteğine evet diyen belediye meclis üyelerine bırakılamaz. Kente nelerin nasıl yapılacağına kentte yaşayanlar karar vermelidir. Bunun için de KENT MECLİSİ kurulmalıdır.

Kentte yaşayanlardan alınan paralar, devletten gelen ödenekler, alınan borçlarla trilyonlar harcanıyor ama kentin sorunları bitmiyor hatta artıyor. Her geçen gün kentler daha da yaşanmaz hale geliyor. Öyleyse başka bir yol bulmak lazım. Yıkılanların yerine yapılanlar daha güzel olmalı. Harcanan paralarla halkın daha iyi yaşayacağı, daha güzel bir kent olsun. Peki ne yapılabilir?

Avrupa’da gelişmiş ve sorunsuz kentlerin nasıl yönetildiğini, neler yapıldığını hep merak etmişimdir. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde yaşayanlar geldiğinde bu konuları sorarım. Derler ki; orada neyin yapılacağına Belediye Başkanı karar vermez. KENT MECLİSİ karar verir. Kent meclisi, Kentin sorunları belirler. Belediye başkanı ve meclis bu konuları görüşür. Projeler üretir. Projeler için finansmanın nasıl ve nereden bulunacağını araştırır ve kent meclisine sunar. Kent meclisi projeleri ve finansman kaynaklarını inceler ve hangilerinin daha uygun olacağına karar verir. Belediye kent meclisinin uygun gördüğü projeleri gerçekleştirir. Böylece Kimsenin, kimseyi suçlaması gerekmez. Paralar çarçur olmaz. Hepsinden önemlisi kentte yaşayanlar kişisel ve örgüt temsilcileri tarafından bizzat söz ve karar sahibi oldukları için yapılanlara sahip çıkar, deste verir.

Bizde belediye başkanı ve meclisi adayları belirlenirken genelde kentin değişik sorunlarını çözmede bilgi ve beceri sahibi olanlardan seçilmez. Siyasi partilerin il veya ilçe başkanları veya ileri gelenleri, hatta bazen Belediye başkan adayları kentte yaşamayanlar arasından seçilirler. Son yıllarda Belediye başkan adayları belirlenirken bazı özellikler dikkate alınsa da genelde böyledir. Özellikle belediye meclisine gösterilen adayların çoğunun kent yönetiminde bir uzmanlığı yoktur. Kent yönetimine aday gösterilenler veya seçildikleri zaman kent yönetimi ve belediyecilik konusunda hiçbir eğitim veya kursa tabi tutulmazlar. Zaten belediye meclis üyelerinin çoğunluğu belediye başkanının partisindendir. Meclis ve encümende çoğunluk onlardadır. Belediye başkanı hiç birine danışmadan neler yapacağına karar verir. Meclis ve encümenden çoğunluk oyu ile hiç itirazsız onay çıkar. Bazı itirazlar olduğu zaman genelde tanıdık, eş dost veya rant paylaşımı içindir.

Öncelikle belediye meclisi kent yönetiminde gerek duyulacak konularda mesleğinde uzman olan kişilerden oluşmalıdır. Mühendis, mimar, hekim, mali müşavir, hukukçu, yönetici gibi kişilerden seçilmelidir. Belediye başkanı veya belediye bürokratları tarafından hazırlanan proje ve işler Belediye meclisi ve encümene getirilen konularda bilgi ve tecrübesi olmalıdır ki doğru karalar verilebilsin. Ama günümüzde hemen hiçbir belediyede bu kıstaslar aranmaz.

Kabul etmek gerekir ki; hiçbir belediye başkanı gerçek bir kent meclisi kurmaz. Bazı belediye başkanları kent meclisi ve benzer bir danışma meclisini kurduk, onunla çalışıyoruz deseler de doğru değildir. Onların kurdukları meclis ya kendi yandaşlarındandır veya o meclisin ve kurulun hiçbir yaptırım gücü yoktur. Toplantılarda ne söylenirse söylensin hepsi havada veya kağıt üzerinde kalır, belediye başkanı yine bildiğini yapar. Kentte yaşayanlar kent meclisini kurmalı ve siyasi partilere ve belediye başkanına demokratik bütün yolları deneyerek bunu kabul ettirmelidir.

Peki kent meclisi kimlerden oluşmalıdır?

Kent meclisi kentteki meslek odalarının, kentte bulunan sosyal amaçlı dernek, vakıf hatta resmi kurumların temsilcilerinden ve mahalle muhtarlarından, oluşmalıdır. Bu meclisin kurulmasına meslek odalarının temsilcileri öncülük yapmalıdır. Siyasi partiler ve belediye başkanları bunu kabul edip birlikte çalışmaya başlayıncaya kadar oluşturulacak öncü ekip kamuoyu oluşturmalı, siyasilerin tek korkusu OY silahını kullanmalıdır.

Fakat bunu yaparken hiç kimse ve demokratik örgüt kişisel çıkar veya rant peşinde olmamalıdır. Gerek kurulduğunda ve gerekse çalışmaya başladığında remi kurumlar gibi mevzuat ve bürokrasiye boğulmamalıdır. İşlevi açık, net tartışma yaratmayacak kadar sade olmalıdır.

Eğer bunu başaramazsak daha uzun yıllar hem bizim, hem kentimiz için birilerinin bir şeyler yapmasını çok bekleriz. Her beş yılda biri gelir aklına göre bir şeyler yapar. Kimse beğenmez. Bir daha seçilemez. Yeni seçilen onun yaptıklarını yıkar bozar o da kendi aklına göre bir şeyler yapar. YIKA YAPA YILLAR GEÇER. BİZİM VE KENTİN SORUNLAR HEP BİRAZ DAHA ARTAR. Bizden ve borç alınan paralarda heba olur. 15.08.2006

Hiç yorum yok: