30 Ocak 2008 Çarşamba

KUL HAKKI

Ülkemizin % 99 u Müslüman deriz. Müslüman olan, Allah’ a Ahret’ e de inanır. Ölünce işlediği günahlar için hesap vereceğine, Cehennem’ e gideceğine de inanır. Allah’ın her suçu affedebileceğini ama KUL HAKKII YİYENİN AFFETMEYECEĞİNİ bilir. Öyleyse Müslüman bir kişi, Allah’ a, Peygamber, Meleklere, Kuran’ a, Ahrete, hayır’ a ve şer’ e inanan, beş vakit namazını kılan, ramazanda orucunu tutan, bir kişi neden rüşvet alır? Neden yolsuzluk yapar?, Neden adam kayırır? neden torpil yapar? Kendisi yapmıyor olsa bile elinde yetki varsa bunları yapılmasını engellemesi gerekmez mi? Yapan kendi arkadaşı, yandaşı, kardeşi bile olsa cezalandırmaz mı?

Peki % 99 U MÜSLÜMAN OLAN ülkemizde neden rüşvet, yolsuzluk, soygun, hırsızlık, fuhuş, kap kaç bu kadar çok? Ve neden bir türlü önlenemiyor? 2006

TÜRKÇE KURAN
Ülkemizin en ücra köşelerinde daha okullar yokken Kuran kursları vardı. Buralarda okullardan yetişmemiş, bilgileri sınırlı, bir çoğu kulaktan duyma bilgilerle, hatta hurafelerle yetişmiş, kişiler daha okul çağına bile gelmemiş küçücük çocuklara Kuran kursu adı altında doğru, yanlış bir şeyler öğretiyordu.

Bu kuran kurslarında din bilgileri dışında asıl amaç Kuran okumasını öğretmekti. Kurs süresince çocuklar Kuran’ı okumasını öğrenir, kendi başına hatasız okuyabilirse o çocuk Hatim indirmiş sayılır ve kursu başarı ile bitirirdi.

Birde Kuran’ı ezbere okumayı öğrenen çocuklar olurdu ki bunlar ailelerinin ve toplumun gurur kaynağı olur bu kişilere HAFIZ denir.

Kuran kursları artık bilgisiz kişiler tarafından verilmiyor.

Eskiden olduğu gibi okul yerine kuran kursuna gönderilmiyor çocuklar. Okul çağına gelmiş çocuklarımız okullarına gidip zorunlu olan 8 yıllık eğitimi alıyorlar. Kuran kurslarına da tatillerinde ve zorunlu eğitimi bitirdikten sonra gidiyorlar.

Fakat Kuran kurs da Türkçe öğretilmiyor. Duaların Türkçe si öğretilmiyor. Her ne kadar bir çok din alimleri Kuran mealleri, Türkçe’si diye kitaplar çıkarmışsa da bir birçoğu bir birinde farklı yorumlar yapıyor. Hatta hadisler hakkında da birbirinden tamamen faklı şeyler söylenip yapılıyor.

Peygamberin, halifelerin neleri nasıl yaptıkları, neler dedikleri hakkında da bir birinden çok farklı söylemler var. Kimileri bu konularda din alimlerinin bile kabul etmediği bir çok farklı şeyler söyleyip yapıyor ve her biri de az veya çok taraftar buluyor.

Bu nedenle insanların aklı karışıyor. Hangisine inanacak bilemiyor. Kuran’ın neleri emrettiğine, neleri yasakladığına karar veremiyor.

Peki niçin KURAN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİYOR?

Bütün Müslümanların Kuran-ı kerimi, hadisleri en ince teferruatına kadar bilmesi gerekmez. Ancak sade Müslümanların Kuranın emir ve yasaklarını, iman ve ibadeti, duaları ve bu duaların neyi anlattığını bilmesi ve daha bazı ana konuları bilmesi yeterli gelecektir.

Bu nedenle Kurna-ı Kerimin Türkçe’ye çevrilmesi din konusunda insanlarda bir çok kafa karışıklığını önleyecektir. Belki bir kişinin Kuran’ı Türkçe’ye tercümesi, yorumlamasına güven duyulmayabilir. Bu nedenle ülkemizde ilahiyat fakültelerinden, belli bir kariyer yapmış din alimlerinden, hatta başka ülkelerdeki din alimlerinden oluşturulacak komisyon tarafından Kuran-ı Kerim başta Türkçe olmak üzere çeşitli dillere çevrilebilir. Bunu kabul etmeyenler diyorlar ki “Kuran-ı Kerim öyle derin anlamlar içeriyor ki başka bir dilde anlattığı derin anlamın ifade edilmesi mümkün değildir.”
Bunun nedeni, Kuran-ı Kerimin Türkçe’ye çevrilmesine karşı çıkanlar halkın, sade Müslüman’ların Kuran-ı Kerimde neler anlattığını öğrenmesini istemediği için olmasın?
Eğer öğrenirlerse yıllardır Müslüman’ları “Kuran böyle diyor” diye aldatanlar bunu yapamayacaklarını bildiklerinden midir? 2006

Hiç yorum yok: