14 Şubat 2008 Perşembe

TÜRBAN

Son günlerde Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımın başının örtülü olduğunu söylüyorlar. Doğrudur. Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımın başı örtülü idi ama annemin, ninemin başını örttüğü gibi örtüyordu. Bu baş örtüsü kesinlikle türbanlı olmadığı gibi bunu siyasi bir simge olsun diye yapmıyordu. Eski örf ve adetlere göre örtüyordu.

Atatürk’ün eşi hanıma gelince. O fotoğrafı yayınlayanlar Atatürk’ün başındaki kalpağa da baksınlar. O fotoğrafın çekildiği, Latife hanımın başını örttüğü dönem kılık, kıyafet, medeni kanun ve kadın hakları hakkındaki yasasının daha çıkmadığı yıllar olduğu kolayca anlaşılacaktır. Ki Atatürk ile evlenmeden önce başının örtülü olmadığında herkes hemfikir.

Atatürk, bir yanda, medeni kanunu çıkararak, Avrupa’nın bir çok ülkesinde olmayan kadınlara erkeklerle eşit hakları ve kadınlara seçme seçilme haklarını verecek, ama onun eğitimli, kültürlü ve modern eşi başını örtecek hem de türbanla. Kim inanır?

Kadınları kara çarşafa, türbana hapseden, birden fala kadınla evlenmeyi, 9 yaşında küçük kız çocukların dahi evlenebileceğini savunan, erkeğin kadını dövebileceğini söyleyenler, kendilerine başka tanık bulsunlar, Atatürk’ü rahatsız etmesinler.

Türbanın şimdi ABD, AB ve gibi ülkelerde de gündeme geliyormuş. O ülkelerde türban veya baş örtüsü siyasi bir simge değil. Türban, baş örtüsü takan kadın ve kızlar ile bunu savunanların, ülkeyi dini kurallara göre yönetme isteği (şimdilik)yok.

Ama ülkemizde öyle mi? Hem kadın ve kızlarımız din ve inancım gereği takıyorum diyor ve erkeklerde onlara destek veriyorlar ama kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görüyorlar. Hiç kadınları partilerinin il veya ilçe başkanı yapıyorlar mı? Hiçbir kuruma yönetici olarak atıyorlar mı? Kendi kurdukları holding ve şirketlere hiçbir bayanı en alt kademeden en üst kademeye kadar yönetici yapıyorlar mı?

Deniyor ki; hizmet alan kişinin türbanına karışılmaz. Örneğin, öğrenci hizmet alan, öğretmen hizmet veren.

Doğru diyelim. Bu kızımız Üniversitede türban takmasına izin verilince;

1 - Üniversite ve okullarda Türban serbest olursa takan, takmayana karışacak. Karışmaz demeyin, karışır. İHL de oldu. İlk önceleri sadece kuran dersi dışında sadece isteyenler başını örtüyordu. Şimdi tamamı örtünüyor. Peki neden? Oruç tutana karışan var mı? Yok. Ama bir çok yerde oruç tutmayanlar dövülmüyor mu? İçki içmeyene kimse bir şey diyor mu? hayır. Peki içene karışılmıyor mu? Bütün bu örnekler çok, siz benden iyi bilirsiniz.

2 - Türbanlı kızımız Üniversite bitince, öğretmen, doktor, avukat, yargıç, mühendis olmaya hak kazandı. Bu kez hizmet veren olacak. Devlet kurumunda işe girdi diyelim, ya başımı açmam derse, doktor oldu erkeği muayene etmem, derse, Kadın, erkek, çalıştığı her yere mescit, cami istese, Mesai saatlerini namaz zamanlarına göre ayarla derse, İşi ne kadar önemli olsa da namaz vakti işini bırakıp namaza giderse, Yasalar şeriata uygun olsun derse ne olacak?

Pek sorarım size, İslam’ın, Müslümanlığın tek şartı kadın ve kızların baş örmesi mi? Allah katında en büyük günah KUL VE YETİM HAKKI YEMEK değil mi? Ne kadar tövbe etseniz bile bu suçun Allah tarafından af edilmeyeceği doğru değil mi? Türban için ortalık ayağa kaldırılıyor da Bütün bunları neden kimse söylemiyor?

Gurbetçilerin paralarını yiyen İslamcı holdinglerin yöneticileri için neden bir şey denmiyor? "Kuraklık Cumhurbaşkanı yüzünden" diyerek insanları aldatanlara ne demeli? Yolsuzluklardan hesap sorulmasına izin vermeyenlere söz neden söylenmez? Müslüman, dindar, dürüst görünen, 5 vakit namaz kılıp, oruç tutan, ağzından Allah, elinden tespih düşmeyen, Allah için diye milletten para ve oy isteyen, Ama Kul ve yetim hakkı yiyen, yalan söyleyen,ama sözünde durmayan kişiler bu dünyada ceza almaktan korkmuyor olabilirler.

Peki Dindar olduklarını Allah’tan korktuklarını, öbür dünyada inandıklarını söyleyen bu kişiler Ahrette yaptıklarının hesabının sorulacağından da mı korkmuyorlar? Yoksa bu konuda da yalan söylüyorlar? 2007

Hiç yorum yok: