14 Şubat 2008 Perşembe

VİTRİN

2002 seçimlerinde "BEN DEĞİŞTİM" dediler. Milli görüş gömleğini çıkardık dediler. Halkın tamamını kucaklayacağız dediler. Yoksulluk, yolsuzluk ve işsizliği ancak biz önleriz dediler. Halk diğer partilere ders vermek için onlara oy verdi. Tek başlarına anayasayı bile değiştirecek bir çoğunlukla iktidar oldular.

Ancak 5 yıla yakın iktidarları zamanında yaptıkları uygulamalarla değişmedikleri görüldü. Ancak devletin bütün kademelerinde örgütlendiler.

Ayni zamanda iş adamı olan gazete ve TV patronları üzerinde baskı yaparak başarısızlıklarını gizleyip, her şeyi toz pembe göstermeğe çalıştılar. Yine kendi yaptırdıkları kamuoyu anketlerinde seçimlerde tek başlarına iktidar olacaklarını medyada sık, sık yayınlattılar. İstikrar var, işsizlik, enflasyon düştü dediler. Ulusal gelir arttı 5500 dolar oldu dediler. Köylüye ucuz kredi verdik herkes halinden memnun dediler. İşçi, kamu çalışanını pahalılık karşısında ezdirmedik dediler. Küçük esnafa ucuz kredi verdik dediler. Refah arttı dediler. AB ye gireceğiz, demokratikleşeceğiz dediler.

Medya her gün onların propagandasını yaptı.

Gerçekte anketlere göre iktidar olamayacakları gibi ikinci parti bile olamayacaklarını görüyorlardı. Öyleyse bir şeyler yapmaları gerekti. AB, ABD, uluslar arası sermaye ve onun yerli ortakları büyük sermaye bu iktidarın devamını istiyorlardı.

İstiyorlardı çünkü onlara göre paranın dini, vatanı olmazdı. KÜRESLLEŞME vardı. Yerli büyük sermaye her gün yabancı sermaye ile ortaklıklar kuruyor varlıklarını kat ve kat arttırıyorlar.
Özelleştirme adı altında yok pahasına 80 yıllık cumhuriyet ile özdeşleşmiş dev kuruluşları veya büyük şehirlerdeki en güzel arsaları yok pahasına alıyorlar. Ancak biliyorlardı ki onlar zenginleştikçe halkın büyük çoğunluğu daha da yoksullaşıyordu.

İlk seçimde bu iktidar gidecek, değirmenin suyu kesilecek. İktidarın devamı için bir şeyler yapılmalı. O zaman birileri feda edilmeli, vitrin yenilenmeliydi. Milli görüş geleneğinden gelen partinin kuruluşunda yer alan, 5 yıldır liderinin her isteğini yerine getiren, hiç ama hiç itiraz etmeyen, iktidarı koşulsuz destekleyen 200 civarında milletvekili ya aday gösterilmedi veya seçilemeyecek sıralara kondu.

Bu da yetmezdi. VİTRİN yenilenmeliydi. Sosyal demokrat hatta ondan daha sol kanatta yer almış, ancak son yıllarda bu partilerde kendilerine yer bulamamış bazı kişileri, farklı dini inanışı olan birkaç kişiyi ve çağdaş kadınlardan bazı kişileri seçimlerde aday göstererek "BAK BENİM DEĞİŞTİĞİME ARTIK İNANIN" demek istiyorlar.

Ama "DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY OLMAYACAK."

Peki neden? Çünkü partiden kimi aday gösterirsen göster, eğer partinin yönetim kademelerinde kim söz sahibi ise parti onun kontrolündedir.

Yeni milletvekilleri, il, ilçe yönetimleri yine ayni zihniyetten olan kişilerde olursa değişen ne olacak? Bütün kararları parti yönetimleri bile değil sadece lider veriyorsa ne değişecek? Yarın uygulamalara karşı çıkarsan "İŞİNE GELMİYORSA GÜLE, GÜLE" demeyeceklerini nereden biliyorsun?

Ayrıca vitrine konan bu kişiler partinin ekonomik politikalarını, demokratik yapısını, programını beğendikleri için değil milletvekili olmak için bu partiye geçtiklerine herkes sanki bilmiyor mu? Fakat şu unutulmasın ki bu kişiler bu partide kendilerini hep yabancı gibi hissedeceklerdir.

Medyada öyle bir propaganda bombardımanı var ki; AKP sivil siyaseti savunan, halk çoğunluğuna dayanan, demokrasi aşığı bir parti. Halkın büyük çoğunluğunun oyu ve desteği ile TBMM de büyük oranda çoğunlukları olduğu halde, Devletin bütün kurumları istediklerini yapmalarını, bazı yasaları çıkarmalarını engellediğini, Cumhurbaşkanını seçtirmediklerini söylüyorlar. Halka mağdur olduklarını inandırıp seçimlerde halk bize daha fazla oy verecek çok daha büyük çoğunlukla iktidar olacağız diyorlar.

Kendilerine yandaş gazete ve TV ler zaten hazır. 2. Cumhuriyetçi aydın, bilim insanı, sol, sosyalist, insan hakları savunucusu olduğunu söyleyen kişilerden de destek buluyorlar. Medyada sokaktaki vatandaşa soruluyor 10 kişiden 8 i AKP ye oy vereceğini söylüyor. Yine büyük farkla AKP iktidar olacak.

Amaç halkı "AKP iktidar olacak" diye şartlandırmak, halka umutsuzluk aşılamak.

Ama unutuyorlar ki alanlara çıkan o milyonlarca insan buna inanmıyor. Korkunun ecele faydası yok. Ne yaparsanız yapın iktidar artık AKP için hayal. Ve herkes 5 yıldır bütün yaptıklarının hesabını verecek. 23 temmuzda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Hiçbir şey yapanın yaptığı yanına kar kalmayacak. Öbür dünyayı beklemeden herkes yaptıklarının hesabını bu dünyada verecek. 2007

Hiç yorum yok: