1 Mart 2008 Cumartesi

VEKİLLER KIYAK PEŞİNDE

Adları “MİLLETVEKLİ” ama aslında hepsi bizim değil “LİDERİN VEKİLİ” değil mi?
Bütün partiler “VEKİLİN OLARAK KİMİ İSTİYORSUN” diye bize sormadığından biz mecburen ama o partiye, ama bu partiye oy veriyoruz. İşte bu nedenle vekillerimiz bizden korkmuyorlar. Onlara elimizdeki gücü hatırlatmalıyız. Hangi partiden olursak olalım, liderini ne kadar başarılı bulursak ve seversek sevelim demeliyiz ki; Eğer benim vekilimin kim olacağını bana,sormazsan, beni seçtiğim kişileri vekilim olarak aday yaparsan “OYUMU ÖN SEÇİM YAPAN PARTİLERDEN BİRİNE VERECEĞİM veya OY KULLANMAYACAĞIM.” Demeliyiz. Bununla da kalmamalı onları bu sözümüzde ciddi olduğumuza inandırmalıyız.
Eğer bunu başaramazsak, İŞSİZLİK, YOKSULLUK ve YOLSUZLUK ve ŞİKAYETLERİMİZ hiçbir zaman son bulmayacak. Milletvekilleri bizim sorunlarımızı çözmek için değil kendi çıkarları için yasa çıkarmak peşinde koşacaklar. Sayın vekillerimiz sanki oraya zorla gelmişler gibi hep şikayetçiler. En çok aldıkları maaşların yetmediğinden yakınırlar. Devamlı kendilerine ayrıcalık yaratmak, kıyak geçmek için olmayacak şeyler yaparlar.
Şimdi TBMM de tüm çalışanların haklarını geriye götürecek sosyal güvenlik yasası görüşülüyor. Bu yasa çıkarsa, kimse kolay, kolay emeklilik maaşını hak edemeyecek. Çünkü emekli olamadan ölecek. Emeklilik hakkını elde edebilen az bir kişinin de maaşları bu güne göre daha düşük olacak.
Ama vekillerimiz ne yapıyor? Bizlerin haklarını geri alacak yasanını içine kendi maaşlarını ikiye katlayacak maddeler koymak istiyorlar. Hatta bunu yapamayınca bazı maddelerin arasına korsan yazılımlar koyuyorlar. Bunu da başaramayınca şimdi Başbakan, Meclis başkanının maaşlarını düşüreceklermiş ki, aman bunu yapmayın diye milletvekili maaşlarının artmasına izin vermek zorunda kalacaklarmış. Oda olmaz ise hiç olmazsa sağlık katkı paylarından kurtulacaklar. Yeni sağlık reformu (REFORM İYİLEŞTİRMEDİR. HAKLARIMIZI ELİMİZDEN ALAN BİR YASAYA NASIL REFORM DENİR ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL) yasasına göre bundan sonra GAZİLER HARİÇ herkes den % 1 ile 20 arasında katkı payı alınacak. Şimdi vekillerimiz hiçbir kıyak elde edemezlerse KENDİLERİNİNDE GAZİLER GİBİ KATKI VERMEMEK İÇİN ÇALIŞIYORLARMIŞ.
Yıllardır benzerlerini yaptılar, şimdi de bunu yapıyorlar. Eğer bizim emekli olmamızı zorlaştıran, emekli maaşlarımızı düşüren, sağlık harcamalarında bizden katkı payı alınmasını getiren yasa maddeleri içine istedikleri maddeleri sokabilselerdi (6.000+6.000=12.000 YTL Yani aylık 12 milyar lira maaş alacaklardı.) maaşlarını ikiye katlayacaklardı. Bunu yapamadılar çünkü basın açığa çıkardı, halktan tepki geldi. Şimdi yeni oyunlar peşindeler. Başbakana gidiyorlar. Başbakan, işçiye, memura, köylüye verilecek üç kuruş da olma “OLMAZ” derken milletvekillerine “DİĞER PARTİ MİLLETVEKİLLERİ İLE ANLAŞIRSANIZ YAPIN” diyor.
Yıllardır milletvekilleri daha mazbatalarını alır almaz hemen kıyak peşinde koşuyorlar. Gerekçeleri de hazır. Seçimde çok para harcadık. Sanki “ONLARI ZORLA VEKİL YAPIYORUZ.”
İŞTE SİZE KIYAK EMEKLİLİK YASALARI
1986 da 2 kez çıkarıldı, 1988 de 2 yıl milletvekilliği yapanlara emeklilik sağlandı, 1992, 1994, 1998 de tekrar, tekrar çıkarıldı, Hepsi anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi, 1999 da çıkarılan yasa cumhurbaşkanı DEMİREL' in onayından geçti. Şimdi anayasa mahkemesinde. Ancak bu yasa ile yüksek yargı organları mensuplarına temsil tazminatı adı altında 360 milyon TL. Ödenmesini sağladılar.
Kıyak Emeklilik yasasını Çıkarabilmek İçin Her Yolu Mübah Saydılar.
Emekli sandığı yasasının içine ek madde eklenerek,
Dünya olimpiyat şampiyonlarına maaş bağlanması ile ilgili yasaya ek yaparak,
Vatani hizmet tertibinden aylık alanlarla ilgili yasaya sokularak,
Üst düzey bürokratların gelirlerinin iyileştirilmesi için düzenleme yapılması gündeme geldi. Anayasa değişikliği yaparak garantiye alma yoluna gittiler.
Yeni yasa çıkıncaya kadar Anayasa Mahkemesi kararını Başbakanlıkta bekleterek resmi gazetede yayınlanmasını engelleyip maaşlarını almağa devam ettiler.
BİR KIYAK DA TABANCAYA GETİRMİŞLERDİ.
Bu kadarına da pes: milletvekilleri imtiyazlı emeklilikten sonra şimdi de tabancalarına dokunulmazlık getirdiler. Sessiz sedasız "ateşli silahlar yönetmeliği" değiştirildi. Yönetmelik iç işleri bakanlığınca hazırlanmış, bakanlar kurulu tarafından onaylanmış.
Balistik yasak : milletvekilinin tabancası ile suç işlense bile bu silaha el konamayacak, ruhsat iptal edilemeyecek. Soruşturma yok : Milletvekilinin silahıyla intihar edilse veya intihara teşebbüs edilse de tabancaya hiçbir işlem yapılmayacak. Sabıkalıya silah : geçmişte suç işledikleri için ruhsat verilmeyen vekillere silah taşıma hakkı tanındı.
Daha önce birçok milletvekilleri 12 mart ve 12 eylül öncesi çeşitli olaylara karıştıkları ve hapis cezası aldıkları için silah ruhsatı alamıyorlardı. Böylelikle bu güne kadar silah ruhsatı alamayan milletvekilleri de artık silahlarına kavuşacak. 01.03.2008

Hiç yorum yok: