16 Mayıs 2011 Pazartesi

KADINLAR

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Aslında bütün kadınlar emekçidir.

Kadınlarımız ücret karşılığı bir işte çalışmasalar da evde, yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik her türlü işi onlar yapar.

Hele kırsal bölgelerde, tarla işi, evde hayvanlara bakmak hep onların işidir. Mirastan pay bile verilmez kadınlara.

Hepsinden önemlisi çocuk bakmak da en önemli görevleridir.

Erkek taciz eder, tecavüz eder suçlu kadındır.

Ev kadınları, ekonomik bakımdan eşlerine bağlı olduğundan çoğu bütün zorluklara, dayağa, hakarete katlanmak zorundadır.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

Dünyadaki işlerin %66’sını kadınlar, % 34’ünü erkekler yapıyor,

Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’nunu erkekler % 90’nını alıyor,

Dünyadaki mal varlığının % 99 u erkeklerin, sadece % 1’i kadınların.

Şehirlerde evli kadınların % 18’i,

Köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.

Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.

Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.

KADIN HAKLARI NEDEN KUTLANIYOR?

ABD'nin NEW YORK kentindeki COTTON tekstil fabrikasında çalışan işçi kadınlar, 1857 yılında daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha iyi yaşam için mücadele vermeye başlıyorlar.

Kadınların talepleri seçme ve seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin, koşullarının ve ücretlerin yeniden düzenlenmesidir.

Verdikleri mücadeleler sonunda talep ettikleri haklar verilmeyince, 8 Mart 1857 günü, haklarını alabilmek için son çare olarak 40.000 kadın dokuma işçisi greve giderler.

Patronlar ve polisler bu greve zalim bir şekilde müdahale ederler.

Grevin başka fabrikalara sıçramasını engellemek için grevdeki kadınları fabrikaya kilitlerler.

Ancak beklenmedik bir şey olur ve fabrikada yangın çıkar.

Yangından fabrikada bulunan kadın işçilerden çok azı kaçarak kurtulur.

Kaçmayan, kaçtığı halde fabrikanın çevresine kurulmuş olan barikatları aşmayan 129 kadın işçi yanarak ölür.

Birleşmiş milletler (BM) 1975 yılını “DÜNYA KADINLAR YILI” ilan etti.

BM 16 aralık 1977 günü aldığı bir kararla da, bu olayın meydana geldiği 8 MART gününü “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” olarak kutlanmasına karar verdi.

Ülkemizde BM kararı gereğince 1975 de “KADIN YILI” yaygın ve kitlesel olarak solanlarla birlikte sokaklarda kutlandı, kadın kongresi yapıldı.

1978 yılından itibaren de 8 mart “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” olarak kutlanmaya başlandı.

1980 askeri darbesinden sonra 4 yıl kadınlar günü anma ve kutlaması yasaklanmıştır. Yine e bu yıllarda küçük gruplarca mütevazı kutlamaları yapıldı.

1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

1990 dan sonraki yıllarda kadın kuruluşlarının artması ile beraber daha büyük katılımlarla kutlandı.

Demokratik, hukuk devleti olduğu söylenen, anayasa ve yasalarında “kadın ve erkeğin eşit” olduğu yazan ülkemizde,

Başbakan “kadın erkek eşit olamaz” diyor.

“TÖRE CİNAYETLERİ, KADINLARA DAYAK, TACİZ” olaylarının yaygın olması ve bunlara caydırıcı cezaların bulunmaması,

Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi ve bunun “dinen caiz olduğunun söylenmesi”,

Kadın hak ve özgürlüklerinin sadece “BAŞÖRTÜSÜ” olarak görülmesi kabul edilemez.

Erkeğin kadına yaptığı taciz ve tecavüzlerde “SUÇUN BİR KISMININDA KADINDA OLDUĞUNUN” söylenmesi utanılacak bir durumdur.

Her şeye rağmen artık kadınlarımız haklarını elde etmek için daha fazla mücadele ediyor. Artık bir çok erkek de kadın haklarını kabul ediyor ve kadınlarımıza mücadelesinde destek veriyor.

TBMM de daha fazla kadın vekil olması toplumda büyük oranda kabul görüyor.

Bütün kadınlarımızın günleri kutlu olsun. 07.03.2011

VE KADINLAR
Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,,
bizim kadınlarımız..
Nazım HİKMET

Hiç yorum yok: